Sevgili okurlarım, oruç tutmak Ramazan ayının
en büyük sevaplarından biri…
Oruç tutmak İslam’ın beş şartından biri.
Ancak biz bu olayı bile siyasete alet etmeyi
başardık!
Çeşitli ilahiyatçılardan oluşan din hocaları şimdi televizyonların
magazin programlarında boy gösterip ahkâm kesiyor.
Geçen gün bu hocalardan birine (canlı yayında) bir genç sordu:
– Hocam ben bir hayır kurumuna veya camiye Allah rızası
için dolar bağışlasam, doların değeri arttıkça benim sevabım da
artar mı?
Hoca bir an
düşündü ve fikrini açıkladı:
– Evet muhterem
kardeşim artar!
★★★
Çıkan sonuç şöyle:
Ey müminler, döviz bağışlayın. Hatta o kadar ki,
fitrelerinizi bile döviz olarak verebilirsiniz!
O
zaman da şu soru gelecektir:
– Ya döviz düşerse, benim sevabım da azalır
mı?
O takdirde hoca şöyle derse hiç kimse
şaşırmasın…
– Muhterem kardeşim bu ekonomide döviz hiç düşer mi? Bak,
dolar oldu 6.13…Euro neredeyse 7 liraya zıplayacak. Sen dövizden
vazgeçme!
Vay anasını
sayın seyirciler, bu din adamları ekranlara çıkıp böyle
saçmaladıkça akla sorular geliyor:
Acaba kutsal
kitabımızda bu konuda yol gösteren hükümler mi var!..
Yani kutsal kitabımız Kuran’da dövizden, dövizin
sevaplarından mı söz ediyor?
Ramazan geldi, kutsal kavramları soytarılığa
alet etme süreci başladı…
★★★
Ve toplu
iftarlar…
İftarlarda atılan siyasi
nutuklar…
Niyetli olup olmadığı bile bilinmeyen
siyasetçi tayfasının her gün başlayan siyasi şovları…
Bir yerlerde sofralar kuruluyor…
Devlet erkânı ve ekipleri önceden medyaya haber iletiyor:
“Sayın büyüğümüz şu tarih ve şu saatte falanca yerde iftar
açacaktır. Kamera gönderilmesi, canlı yayın hazırlığı
yapılması…
Ya da şöyle:
“Sayın büyüğümüz şu saatte camiye gidecektir…”
Örneğin Binali Bey hızını alamadı, iftar
şovlarıyla yetinmedi, yanına eşini de alıp camiye sabah namazına
gitti ve çekim yaptırdı.
★★★