Sevgili okurlarım, Türkiye yabancı işsizler
için gerçek bir cennet (!) haline geldi. Bizim
insanlarımız işsizlikten bunalırken yabancılar ucuz fiyata da olsa
iş buluyor.
Bunların çoğu “Ne iş olsa yaparım abi. Ne sigorta isterim
ne başka bir şey” diyen garibanlardan oluşuyor. (Zaten
sigorta istese adama gülerler.)
Günümüzün iktidarı bunlara kapıları açtı…
Ve milyonlarca yabancı uyruklu kişi sınırlardan
içeriye dolup iş piyasasına el koydu.
Türkiye’de adına “Göç idaresi” denilen bir kurum
var.
Bunun Ankara şubesi geçtiğimiz haftalarda bizim Ankara bürosunun
hemen yanında açıldı…
Ve bizler de olup biteni utanarak, yüzümüz kızararak izlemeye
başladık. Akıl almaz manzaralara tanıklık ediyoruz.
★★★
Suriye başta olmak üzere bir sürü ülkeden kopup
gelen zavallı insanları o kurumun kapısında her gün izlemek
durumunda kalıyoruz.
Afganistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Gürcistan, Bangladeş,
Pakistan, İran, Irak, Yemen, Somali, Nijerya, Kongo gibi Afrika
ülkeleri…
Onlar dibine kadar sömürülüyor.
Diğer illerde de durum herhalde aynıdır, size Ankara’dan örnekler
vereyim…
– Bir bölümü çevrede dilencilik yapıyor.
– Sığınmacılar için özellikle İstanbul’da özel piyasalar oluşmuş
durumda. Şebekenin İstanbul’daki adamı Ankara’ya telefon edip
eleman istiyor.
“Dört kişi istiyoruz. Taksiye koyup gönderin.”
Ankara’dan İstanbul’a taksi ücreti piyasası 1.300
lira olarak belirlenmiş. Taksici onları alıp İstanbul için verilen
adrese götürüyor. Para kendisine orada, şebeke tarafından ödeniyor
ve bu konuda hiç aksama olmuyor!
★★★
Haftada en az bir veya iki gün İstanbul seferi yapan taksici
anlatıyor:
“Araca bazen dört, bazen beş kişi alıyoruz. Adamlar
öylesine sefil ve zavallı ki, sekiz kişi bindirsek itiraz edecek
halleri yok. İstanbul’da onlara verilen adrese götürüp teslim
ediyoruz, paramızı alıp dönüyoruz. Abi adamları teslim ettiğimiz
yerleri görseniz, oraya köpeği bağlasan durmaz. Çoğu merdiven altı
tekstil atölyeleri veya inşaatlar.
Giderken
tarzanca konuşup anlaşmaya çalışıyoruz, bunlara ayda bin lira
veriliyormuş. Hepsi bu paraya razı çünkü açlıktan nefesleri kokuyor
ve komisyoncuları var. Ceplerinde bir kuruş yok. Çoğu zaman biz
onlara yolda simit falan alıp karınlarını doyuruyoruz. İnsanlık
dışı bir olay…”
★★★