Sevgili okuyucularım, bugün seçim yasakları başlıyor. O yüzden size geçmişten, yakın tarihimizden çok çarpıcı bir olayı bir kez daha anlatacağım.
Yıl 1918. Birinci Dünya Savaşı’nı kaybetmek üzereyiz. Suriye, Irak, Filistin, Yemen, Arabistan cephelerindeki ordularımız, İngilizler karşısında çökmek üzere. İngilizler, Arapları çil çil altınlarla satın almış.
Araplar Türk Ordusu’nu, Mehmetçiği, dindaşlarını arkadan ve kalleşçe vuruyor.
30 Ekim 1918. Bu cephelerde on binlerce şehit veren Osmanlı yenilmiş, Mondros Anlaşması imzalanmış. Anlaşma uyarınca ordular teslim oluyor.
Peygamberimizin Ravza-i Mutahhara adıyla bilinen mezarı, kutsal Medine kentinde.
Komutanlığını Fahrettin Paşa’nın yaptığı Medine garnizonu, aylardan beri Araplar ve onlara destek veren İngilizler tarafından korkunç bir kuşatma altında. Açlık, susuzluk, silahsızlık, her şey felaket.
Çaresiz kalan Fahrettin Paşa ordusuna emir yayınlıyor:
‘’Evlatlarım, çekirgeleri tavada pişirip yiyin. Ben yiyorum, çok güzel oluyor.’’
Fahrettin Paşa Arap ihanetini ve olacakları önceden görüyor, Medine’nin elden çıkacağını anlıyor.