Sevgili okurlarım, izin sürem boyunca bir konu
dikkatimi çok çekti. Sanırım aynı şeyleri sizler de düşündünüz.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir
Topbaş’ın istifası…
Adam istifa etti, hükümette ve kamuoyunda neredeyse tık yok!
Oysa böyle önemli kişilerin istifası kamuoyunu, özellikle de
iktidar çevrelerini yerinden zıplatır.
Tartışması haftalar sürer.
Ancak olayımızda böyle olmadı.
Kadir Bey sessiz sedasız gidiverdi.
* * *
O sıradan bir belediye başkanı değil, bir para
imparatoru idi. Onun elindeki para gücüne başbakan,
bakanlar, hatta cumhurbaşkanı bile sahip değildi.
İstanbul gibi her türlü rant, yolsuzluk ve vurguna açık
olan kuralsız büyük köyün sonsuz bütün olanakları sadece ve sadece
Kadir Topbaş’ın emrinde idi.
O da bunları sonuna kadar kullanmayı doğrusu iyi
bildi.
İstanbul peşkeş çekildi, vurulan her kazmada yandaşlar
zengin edildi.
O güzelim camilerin yanına gökdelenler dikildi, yeşil
alanlar betonlaştı, kentin her yanı imam hatip okullarıyla
dolduruldu.
Ama aynı İstanbul bir yağmur yağdığında felç oluyor, her
yerinden rezalet fışkırıyordu.