Sevgili okurlarım, Bay Devlet
Bahçeli ile AKP şu
referandum öncesinde açıkça ortak olmadı mı? Adı resmen konulmamış
olsa bile bu işbirliğinin yeni partisinin
adı Ak-MHP değil mi?
Piyasada bu ittifaka bütün gücüyle destek veren nice köşe yazarları
ve televizyon yorumcuları yok mu?
Destek vermeyenler özellikle iktidar partisi ve onun medyası
tarafından tu kaka ilan edilmiyor
mu? “Tarafsızlığı (!)”konusunda Meclis
kürsüsünde namusu-şerefi üzerine yemin
etmiş olan koskoca cumhurbaşkanı bile bu yeminini unutmuş görünüp
miting meydanlarında ve her
yerde “Evet”çağrıları yapmıyor mu?
Bütün bu soruların yanıtı elbette ki evet.
* * *
Bu sürece katkıda bulunan belli başlı köşe yazarları
arasında Abdülkadir Selvi de var.
“Belli başlı” diyorum çünkü Hürriyet'te
yazıyor.
Önceleri yandaş bir gazetenin (Yeni Şafak) yazarı idi, sonra
hükümetin istemleri ve baskısı doğrultusunda Hürriyet'e transfer
edildi.
Orada iktidarın sesi olarak görev
yapıyor.
AKP iktidarından ve hükümet kesiminden en iyi
haber alan gazetecilerden biri.
Dolayısıyla, hele şu ortamda dolaylı yoldan bile
olsa Bahçeliile aynı fikirleri
paylaşıyor.
* * *
Hemen belirteyim, Abdülkadir Selvi'yi hiç
tanımam. Bugüne kadar yüz yüze gelmedik, telefonda bile olsa bir
kelime konuşmadık.
Bay Devlet Bahçeli geçtiğimiz salı günü
partisinin Meclis'teki grup toplantısında yaptığı
konuşmada Abdülkadir Selvi'ye çok ağır
sözlerle saldırdı. Özetliyorum:
“Biz Selvi'nin soy ismi olduğunu düşünürken araştırdık, at
arabasının yanındaki küçük direkler olduğunu öğrendik… Bu
zatın (kişinin) şuursuz ve ucube sözleri
bizim nezdimizde küçük kalmaya, ufalanmaya ve çiğnenmeye
mahkûmdur…”
Gazetecinin soyadı ile alay ediyor, aşağılıyordu.
* * *