İmamoğlu, CHP’nin adayı idi ama kampanya boyunca gerek
genel başkanının, gerekse partisinin adını çok fazla
anmadı.
Seçime adeta bağımsız bir aday imiş gibi,
sadece İmamoğlu olarak girdi…
Halkın gözünde yarattığı olumlu, sevecen imaja güveniyordu.
Ama partisinin bütün desteği arkasında idi.
Biz CHP’de her zaman bir şey görürdük…
Birileri, özellikle parti üyeleri ve yöneticileri bazı
konularda partilerinin uygulamalarına karşı çıkar ve bunları
kamuoyu önünde uluorta söylerdi.
Gerekçesi de
“Bizim partimizde fikir ve ifade özgürlü var. İsteyen
istediği gibi konuşur” olurdu.
★★★
Gerek 31 Mart ve gerekse 23 Haziran seçimlerinde böyle bir şey
olmadı.
Başka bir deyişle, partide bir kez olsun “Çatlak
ses” çıkmadı.
Hiç kimse genel başkanı, parti yönetimini ve
İmamoğlu’nu velev ki kapalı kapılar ardında olsun
asla eleştirmedi.
Bu olumlu iklimi yaratan bizzat Kemal Kılıçdaroğlu’nun
ağırlığıdır.
★★★