Sevgili okurlarım Akdeniz’in ortasında bir ada var, ikiye bölünmüş durumda. Kuzeyi bize, güneyi ise Rum Yönetimi’ne ait. Arkasında Yunanistan var.
Rum Yönetimi bütün dünya tarafından tanınıyor.
Bizim gariban KKTC’yi tanıyan falan yok!
Kıbrıs Barış Harekâtı 1974 yılında gerçekleşti. Tam 44 yıl önce…
20 Temmuz’da başlayan harekat boyunca kanlı savaşlar verildi. Yunan ve Rum güçleri doğrusu iyi direniyordu. Genelkurmay’ın resmi rakamlarına göre bu süreçte karacı, havacı, deniz piyadesi, denizci ve jandarma olarak toplam 498 şehit verdik.
Bir takım önemli aksaklıklara ve yanlışlarımıza rağmen yine de zor bir harekât olmuş ve başarı kazanmıştık.
* * *
İşin ayrıntılarına girmiyorum. Bir süre sonra, 15 Kasım 1983’te Kıbrıs’ta yeni bir Türk devleti kurduk.
Adı KKTC… Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti.
Seçimle gelen cumhurbaşkanı, hükümeti, Meclis’i, kamu kurumları, polisi ve her şeyi var.
Ancak gelin görün ki aradan geçen uzun yıllara karşın, kurduğumuz bu yeni devleti Türkiye Cumhuriyeti olarak sadece biz tanıdık.
Karşımızdaki tablo hiç de iç açıcı değil.
Uluslararası ambargo halen devam ediyor. Herhangi bir ülkenin KKTC’den mal alıp satması, havaalanını kullanıp turist getirmesi, spor müsabakaları, her şey yasak.
Beceriksizliğimiz bu konuda da tavan yaptı!..
Ve bugün aradan tam 35 yıl geçmiş olmasına karşın KKTC kaldı Türkiye’nin başına! Büyük ölçüde Türkiye’nin ekonomik, siyasi ve askeri desteği ile ayakta duruyor.