Sevgili okurlarım, AKP ile
koalisyon ortağı MHP uzlaştı. Anayasa
değişecek, beklenmedik gelişmeler olmadığı takdirde Tayyip Erdoğan
başkan seçilecek, bütün yetkiler bir tek şahsa verilecek ve
diktatörlük rejimi tam anlamıyla hayat bulacak.
Yasama, yürütme ve yargı bir kişinin elinde!
Şair ne demiş, “Güzel gidiş bu gidiş eğer sonu
gelirse!”
Anayasa değişikliği için AKP'nin Meclis'teki
kelle sayısı yetmiyor. Bu
durumda Devlet Bey devreye sokuldu… Her
şey onun ve partisinin katkılarıyla gerçekleşecek.
Eh yani, adam muhalefet partisinin genel başkanı değil,
iktidarın koalisyon ortağı.
Bu kadarcık katkısını ve yardımını hoş görmek
gerekir.
* * *
Peki ama bizim bu Devlet Bey geçmişte
başkanlık sistemi için neler diyordu!.. Merak eden varsa bu yazının
devamını okusun.
Arşivlerdeki sözlerinin çoğunu geçen yıl söylemişti.
Sözlerinde çok ağır, yenilir yutulur
olmayan suçlamalar var:
“Oturmuş,
teamülleri (gelenekleri) yerleşmiş
parlamenter sistemi yıkmak ve başkanlık kılıfıyla
diktatörlüğe geçmek eğer yenilikse…”
“Erdoğan ve Öcalan başkanlık sistemi için söz
kesmiştir.”
“(Erdoğan için) Başkanlık için çalışan Truva
atı.”
* * *
AKP iktidarının başına
konan devlet
kuşu olan Devlet Bey bu
konuda partisinin Meclis'teki Grup toplantılarında da çıkıp nutuk
atardı. İşte 8 Aralık 2015 tarihli konuşmasından bölümler:
“Başkanlık tartışması yeniden gündeme geliyor. Bunların
kayda değer yanı yoktur. Mesele Erdoğan'ı güvence altına almaktır.
Mesele Erdoğan'ın kişisel gayelerinin (amaçlarının) tatmin
olmasıdır. Erdoğan başbakan iken de, cumhurbaşkanı iken de çift
başlılıktan şikayet etmektedir. Çünkü sözünden başka söz
söylenmesini kaldıramamaktadır. Devleti aile şirketi gibi yönetmek
istemektedir.
Erdoğan ne yapmaya çalışmaktadır? Bu milletin tek derdi
Erdoğan'a koltuk imal etmek midir?
Erdoğan başkan olduktan sonra krallık ilan
etmeyeceğinin garantisini kim verebilir? Oğlunu İkinci
Erdoğan olarak tahta geçirmeyeceği konusunda kim garanti
verecektir?