Sevgili okurlarım, Türk yargısının elinden
kaçırılan rüşvet ve yolsuzluk dosyasına şimdi ABD
yargısı bakıyor.
Bu bizim ayıbımızdır.
Rüşvetin,
yolsuzluğun, vurgunun partisi ve partilisi olmaz.
Kimlerin adı bulaşmışsa onlar hesap vermekle yükümlüdür.
Hiç kimse, hiçbir iktidar “Benim hırsızım iyidir, benim
teröristim iyidir” deme hakkına sahip değildir.
* * *
Rıza Sarraf olayında Türkiye’de bazı Bakan
Bey’lerin isimleri çok ciddi rüşvet olaylarına
bulaştı.
Bu olayların davası ne yazık ki şimdi ABD mahkemesinde
görülüyor.
Niçin?..
Çünkü biz görmezden geldik, adı bulaşanları sadece ve
sadece siyasi koruma içgüdüsüyle görmezden geldik, unutturmaya
çalıştık.
Al bakalım şimdi, Türkiye’de olup bitenlerin
kararını Türk yargısı değil, elin oğlu verecek.
Verecek de, acaba nasıl verecek!
Örneğin kendi kıçını kurtarmak için savcıyla uzlaşan ve
itirafçı olan İranlı Rıza acaba
ceza alacak mı?
Ya da kurtulup elini kolunu sallaya sallaya Türkiye’ye mi
gelecek?
ABD’nin hukuk sistemini yeterince bilmediğimiz için bu
konuda bizim bir şey söylememiz mümkün değil.
Eğer
Türkiye’ye gelirse kendisine görkemli karşılama törenleri
yapılmalıdır!