Sevgili okuyucularım, sokaklarda ve her
yerde karşımıza çıkan insanlar oluyor. Şimdi
bunları sadece kendi adıma yazıyorum.
Hemen herkes aynı şeyleri soruyor. Soruların biri bile olumlu değil
ve genelde şöyle:
– Sıra SÖZCÜ'ye gelecek mi, bunlar gazetenizi kapatır veya
el koyar mı?
– SÖZCÜ yazarlarını da içeri tıkarlar mı?
Bazı sorular daha da net!
– Korkuyor musunuz?
* * *
Türkiye'de değil yarın, iki saat sonra ne
olacağı belli değil. Kimse bir şey bilmiyor ama herkesin kafasında
kuşkular var, soru işaretleri var.
Bazıları da nasihat veriyor:
– Aman sağlam durun ne olur, sakın alttan
almayın!
Hepsine şu veya bu biçimde yanıt veriyorum ama işin esasında şu
yatıyor:
Toplum tedirgin. Aslında herkes, bütün kesimler şu veya bu
nedenle korkuyor.
Hiç kuşkum yok, yandaş medya dahil pek çok kesim de şimdilik
açıktan söylemese bile aynı şeyi düşünüyor:
– Hükümet şu baş belası SÖZCÜ'ye de el atsa,
gazeteyi kapatsa, ya da sustursa!
Zaten bu baskı ortamında muhalefet yapacak, gerçekleri yazacak kaç
gazete kaldı ki!..
* * *
Şimdi bir
düşünün, Cumhuriyet Gazetesi'nin
yazarları, yönetici ve çizerleri tutuklanmış durumda. Bu
arkadaşların terörle ve darbeyle uzaktan yakından bağlantısı
olduğunu hiç sanmıyorum…
Ama çok sayıda medya kuruluşu iktidarın bu girişimine alkış
tutuyor…
Ve kendi meslektaşları tutuklanırken mutluluk
duyuyor.
* * *
SÖZCÜ Gazetesi olarak bugüne kadar
herhangi bir yanlış yapmadık, hataya düşmedik, inandığımız
gerçekleri yazmaktan
çekinmedik.
Yine kendi adıma söylüyorum…
PKK ve Fetullah'la
ilgili olarak bugüne kadar yüzlerce yazı
yazıp en ağır suçlamalarda bulunmuş bir gazeteciyim.
PKK kesiminden çok sayıda tehditler aldım ve
polis koruması altında yaşamaktayım.