Emin Çölaşan Sözcü Gazetesi

Madenci yürüyüşünden günümüze… İki büyük yürüyüş…

Sevgili okurlarım, önce yakın geçmişe kısa bir yolculuğa çıkıp belleğimizi yeniden tazeleyelim. Yıl 1991. Zonguldak'ta 48 bin maden işçisi grevde. Çoğu ekmeğini yerin altında ve en zor koşullarda...

29 Haziran 2017 | 443 okunma

Sevgili okurlarım, önce yakın geçmişe kısa bir yolculuğa çıkıp belleğimizi yeniden tazeleyelim.
Yıl 1991.
Zonguldak'ta 48 bin maden işçisi grevde.
Çoğu ekmeğini yerin altında ve en zor koşullarda kazanan fakir fukara emekçilerden oluşuyor.
O sırada ANAP iktidarda. Başbakan Yıldırım Akbulut, Cumhurbaşkanı Turgut Özal.
İşçilerin derdi biraz daha yüksek ücret ve yerin altındaki ocaklarda çalışma koşullarının düzeltilmesi.
Hükümetin zam yapmaya niyeti yok. Uzlaşma sağlanamıyor ve on binlerce işçinin karşısına hep aynı gerekçe çıkarılıyor:
“Bu kadar zam verirsek işletme zarar eder!..”
İşçiler greve gidiyor. Grevi örgütleyen Genel Maden İş Sendikası. Başkanı efsane bir işçi lideri olan rahmetli Şemsi Denizer.

* * *

Uzlaşma olmayınca, grevin 36. günü sendika bir karar alıyor:
Zonguldak'tan Ankara'ya yürünecek.
48 bin işçinin katıldığı büyük yürüyüş 4 Ocak 1991 günü başlıyor.
Aileleri, yakınları ve çevre illerden gelen destekçilerin de katılmasıyla büyük yürüyüşe geçenlerin sayısı 100 bin kişiye ulaşıyor.
Yürüyüşün sloganı da var:
“Ölüm olsa da sonumuz, Ankara'dır yolumuz.”
Yürüyüş beş gün sürüyor, sonrasında yollar jandarma tarafından kesiliyor. Bir sürü olaylar çıkıyor ve büyük kitleler Mengen'den Zonguldak'a dönmek zorunda kalıyor.
Cumhuriyet tarihinin en büyük yürüyüşü idi.
Tam da bu aşamada, 16 Ocak 1991 gecesi ABD, Irak'a saldırdı. Bu bahaneye sığınan hükümet savaş durumu gerekçesiyle ülkedeki bütün grevleri 60 gün süreyle erteledi.

* * *

Hayatımda iki kez kömür madenine indim. Zonguldak ve Amasra'da…
Oraları gördükten sonra kendi kendime bir karara vardım:
“Yerin altında çalışan maden işçileri, dünyanın en helâl parasını kazanmaktadır. Onlara ne verseniz azdır.”
Yerin ve denizin yüzlerce metre altında, canları pahasına kazma kürek sallayıp kara altını dışarıya çıkaran işçiler…
O karanlık ve daracık ortamlarda yarı aç yarı tok ter döken emekçiler…

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İsmail Dümbüllü’nün teğmenleri! 04 Eylül 2024 | 2.773 Okunma Bakalım bizim Diyanet bugün ne diyecek? 30 Ağustos 2024 | 1.622 Okunma Ve Yunan ordusu teslim oluyor... 28 Ağustos 2024 | 1.625 Okunma Başımızdakilerin marifetleri! 22 Ağustos 2024 | 2.489 Okunma Yangınlar başladı, Recep Bey kayboldu 20 Ağustos 2024 | 1.397 Okunma