Sevgili okurlarım, SÖZCÜ Gazetesi
olarak dün çok değerli bir yazarımızı, arkadaşımızı yitirdik.
Aynı zamanda Türkiye çok değerli, mert, yiğit ve yürekli
bir Atatürk evladını yitirmiş oldu.
Tam anlamıyla Mustafa Kemal'in
askeri idi.
Mehmet uzun süredir hastaydı, zor bir
süreçten geçiyordu.
Yeni bir kitabı çıkmıştı.
Kitabın tanıtımı için 14 Aralık
2016 günü burada çıkan şu yazıyı yazmıştım.
Başlığı “Mehmet Türker'in Kitabı.”
* * *
“SÖZCÜ yazarı
arkadaşım Mehmet Türker'in yazılarını, öteki
arkadaşlarım gibi her sabah zevkle okurum.
Bazen mizah yapar güldürür, bazen düşündürür……
Ama en güzel ve ilginç konuları gündemden özenle seçip yazılarını
hepimize okutur.
Mehmet, Atatürk'ün aydın izinden yürüyen bir
arkadaşım.
Olması gerektiği gibi keskin bir muhalif……
Hele bu dönemdeki çizgisi ve yazıları dört
dörtlük.
* * *
Hemen her gazete yazısının ömrü 24 saattir! Okuyucu yazıyı okur,
beğenir veya beğenmez ama her zaman olmasa bile ertesi
gün unutur gider.
Her köşe yazarının emekle, alın teri ve göz nuru ile yazdığı köşe
yazısı da normal koşullarda (gazete ile birlikte) çöpe gider!
Her zaman savunmuş ve bütün arkadaşlarıma söylemişimdir:
Eğer mümkünse köşe yazıları kitap
yapılmalıdır……
Zira kitap bir eve girince, o yazıların artık çöpe gitme
tehlikesi kalmaz!
Yani köşe yazılarını bekleyen tehlike kitap için geçerli
değildir!
* * *
Mehmet Türker çok olumlu bir şey yapmış,
kendi köşe yazılarını derleyip kitap haline getirmiş.
“Yazık Ettiler Güzelim Ülkeye!” (Toker
Yayınları.)
Kitap özellikle bu yılın yazılarından
oluşuyor……
Son bir yıl içerisinde ülkemizin yaşadıkları ve başımıza
gelenler……
Yapılan uyarılar, hatalar, yanlışlar ve hatta ihanetler.
Gazetecinin görevi yaşananları yazmak, eleştirmek ve ülkeyi
yönetenleri uyarmaktır ama kim takar!
Karşımızda kendisini dev aynasında gören
ve ülkemizi bu durumlara düşüren bir iktidar var.
Mehmet bu kitabıyla çok güzel bir iş yapmış,
uyarmış, pislikleri ısrarla yazmış ama kime ne!..
Okumanızı öneriyorum zira belleğiniz tazelenecek.
Ellerine sağlık diyorum.”
14 Aralık 2016 tarihli yazım aynen böyle idi.
* * *