Sevgili okurlarım, bizim gazete her bakımdan
iyidir hoştur. Aramızda sürtüşme, çekişme falan asla yoktur…
Birbirimizin ne dediğini anlarız, saygı gösteririz. İstanbul’da
görevli arkadaşlarımız da sağ olsunlar, bizim bir dediğimizi iki
etmezler.
Ancak bir konu hariç!
Bizim Ankara
bürosuna ulaşması gereken paketler, kitaplar ve PTT mektupları,
okurlar tarafından bazen Ankara yerine yanlışlıkla gazetenin
İstanbul adresine gönderilir…
Ve bu malzemenin
İstanbul’dan Ankara’ya bize ulaşması çoğu zaman haftalar
alır.
Oysa İstanbul’la
bizim Ankara bürosu arasında her gün düzenli kargo iletişimi
var.
Nedendir bilemem, görevli arkadaşlar bizim zarfları
ve paketleri İstanbul’da biriktirir ve haftalar sonra Ankara’da
elime kocaman bir kutu ulaşır.
İçinde kitaplar, zarflar, fakslar…
Bunca şeyi okumak ve değerlendirmek neredeyse yarım gün alır.
* * *
Bugüne kadar defalarca rica ettik olmadı, istirham ettik
yine olmadı! Bu yanlış uygulamayı önleyecek güce sahip olmadığımız
böylece ortaya çıktı!
Üstelik bu konuyu bundan aylar
önce burada bir kez daha yazıp uyardım ama hiçbir şey
değişmedi!
Herhalde İstanbul’da bu işe bakan arkadaşların bir bildiği var!
Ancak gazetecilik gecikmeye/geciktirmeye
gelmez.
İstanbul’a gönderilenler
arasında çok önemli, hemen yazılması veya araştırılması gereken
konular olabilir.
Bazı önemli konuları bu
gecikmeler nedeniyle birkaç kez atlamak zorunda
kaldım!
Bunları neden yazmak zorunda kaldığıma
gelince, çuvaldızı başkalarına batırırken iğneyi kendimize batırmak
gerektiği için!