Nedense herkes ona hakaret ediyor
Sevgili okurlarım, hani camilerde ve mezarlık kapılarında sık
sık okuduğumuz bir ayet vardır: “Her canlı ölümü
tadacaktır.”
Bu bana, günümüz için şunu hatırlattı:
“Türkiye'de yaşayan ve eleştiren her muhalif, günün birinde cumhurbaşkanına hakaret davasıyla yüz yüze gelip yargılanacaktır!”
Onun cumhurbaşkanlığı döneminde savcılar ya da beyefendinin avukatları tarafından açılmış olan ‘bin'den fazla ceza davası…
Gözaltına alınan, tutuklanan, yargılanıp beraat eden, veya şu anda cezaevlerinde yatmakta olan niceleri… Onların sayısı bilinmiyor.
Son örneği gazeteci arkadaşımız Sedef Kabaş.
Karşıda bir cumhurbaşkanı var…
Önüne gelene hakaret eden, siyasi parti genel başkanlarına “Daha bunlar iyi günleriniz” diye tehditler savuran, “Şimdi anırın bakalım” diyebilen, “Dilinizi koparırız diye hitap edebilen bir cumhurbaşkanı!
Aynı zamanda bir partinin genel başkanı.
Ama siz bir şeyler söylediğiniz zaman hakkınızda derhal dava açılıyor.
Beni de tam 17 kez şikayet etmiş, hakkımda davalar açtırmıştı.
İşi gücü bırakıp zamanımı adliye koridorlarında, savcı odalarında ve mahkeme salonlarında geçiriyordum!
Oysa şikayetçi olduğu yazılarımın hiçbirinde kendisine hakaret yoktu.
Amacı belliydi… Bu yolla korku salıp herkese gözdağı vermek!
Burada size aynen ilettiğim belgede davacı kendisi, dava edilen benim…
Vazgeçme belgesi aynen böyle…
Ve gün geldi, davalar acayip bir biçimde birikmeye başladı. Hukukçu kurmayları ve avukatları günün birinde bu konuyu enine boyuna tartıştılar ve başka çare olmadığını görüp o güne kadar açtıkları veya açtırdıkları bütün davaları geri çekmeye karar verdiler.