SEVGİLİ okurlarım, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden hemen sonra Türkiye yeni bir yönetim biçimine kavuştu.
OHAL… Olağanüstü hâl!
OHAL’in anlamı kısaca şu:
Ülke yönetiminde yasama ve yargının pek çok yetkisinin tek tabanca olarak hükümete, yürütme organına devredilmesi.
Böylece hükümet kanun çıkarma zahmetinden (!) kurtulmuş oluyor. Dünyanın en kolay yönetim biçimi…
Her şey kanun hükmünde kararnamelerle oluyor.
Kanun çıkarmak istesen iş uzun!..
İktidar partisi olarak önce tasarı hazırlayacaksın.
Bu tasarı Meclis komisyonlarında, sonra Genel Kurul’da görüşülecek.
Muhalefet partileri konuşacak, bir sürü tartışmalar yaşanacak, kamuoyu olayla ilgilenecek, hükümeti rahatsız eden aykırı sesler çıkacak falan filan…
İşin kolayı varken hükümet niye bu zorluğa katlansın ki!
* * *
OHAL kararnameleri derseniz kolay ve basit bir iş! Birileri masa başında kanun hükmünde kararname hazırlayacak, başbakan ve cumhurbaşkanı imzalayacak ve iş tamam olacak.
Toplum, belli konularda alınan ve alınacak olan en önemli kararları, kararname Resmi Gazete’de çıkınca öğrenecek. Önceden ne tartışma olacak ne başka bir şey!
Beş dakkada Beşiktaş yöntemi…
Dikensiz gül bahçesi.
OHAL kararnameleri öyle tılsımlı şeyler ki, Anayasa Mahkemesi bunları iptal etme yetkisine sahip değil…
Ya da hiçbir yargı organı bunları denetleyemez.