Sevgili okuyucularım, bu iktidarın çok ilginç ve cingözce bazı
taktikleri var. Örneğin işlerine gelmediği sürece size açıklama
göndermezler.
Sadece biraz zaman geçmesini beklerler. Anlayış şudur:
“İstedikleri kadar yazsınlar. Bir gün yazarlar, üç gün yazarlar,
sonra da unuturlar.”
Ama yazılıp çizilenler yüzünden zor durumda kaldılarsa, başları
belaya girecekse hemen “Biz onu demek istememiştik ki” diye geri
adım atarlar.
* * *
Bunun son örneği yine karşımızda…
Meclis Başkanı olan İsmail Kahraman isimli şahıs konuştu:
“Laiklik ilkesi yeni anayasada olmamalıdır. Anayasamız dindar
olmalıdır!”
Bu şahıs bu sözleri Recep Tayyip’in izni ve onayı olmadan
söyleyemez. Önce ona danıştı, sonra söyledi…
Ya da Recep Tayyip kendisine “Sen şunları söyle de havayı bir
koklayalım. Bakalım tepkiler nasıl gelecek” dedi.
O da bunu yaptı.
* * *
Ancak tepkiler onların tahmin ettiğinden çok daha fazla oldu.
Türkiye ayağa kalktı, üstelik yurt dışından bile tepki yağdı.
Sonra hepsi birden sıraya geçip konuştu:
“Aman efendim kamuoyu sakın yanlış anlamasın. O sözler bizi
bağlamaz. Sayın Meclis Başkanımızın kişisel görüşüdür!”
İşlerine gelmeyince hemen kıvırtırlar, iş ya kişisel görüş, ya da
yanlış anlaşıldı oluverir!
“Önce vur sonra öp” taktiği.