Sevgili okurlarım, bu dünya üzerinde bazen öyle
şeyler olur ki, bir ülke “Onur testinden” geçmek
zorunda kalır.
Testi geçerseniz saygınlık kazanırsınız, kaybederseniz çok şey
yitirirsiniz.
Biz yakın tarihimizde böyle nice olaylara tanık olduk.
Osmanlı bu teste defalarca girdi, üzerinde taşıdığı “Hasta
adam” unvanıyla hep yenilgiye uğradı. Dünya üzerinde en
ufak bir saygınlığı kalmadığı için istila edildi.
Sonra ortaya Mustafa Kemal isimli bir adam çıktı
ama sadece ülkeyi kurtarmakla kalmadı.
Devrimler yaptı, Cumhuriyet rejimini kurdu.
Ülkemizin onurunu kurtardı, saygınlığını yeniden
kazandırdı.
★★★
Bir ülkenin saygınlığı kürsülerden nutuk atarak, sağa sola posta
koyarak korunmaz.
Burada lâfı Kaşıkcı cinayetine getireceğim…
Çünkü biz Türkiye Cumhuriyeti olarak bu olayda saygınlığımızı
yitirdik.
Adına Suudi Arabistan
denilen
hırsızlık, rüşvet ve cinayet topluluğu, Türkiye’ye kendi devleti eliyle
örgütlenen bir cinayet şebekesi
gönderdi…
Ve
bunlar işi bitirip ülkelerine tüydü.
Biz bu kaçışlara ne
yazık ki göz yumduk.
Üstelik olayın en
başından beri her aşamasında rol sahibi olan
konsolosun da günler sonra tüymesine göz
yumduk.