Sevgili okurlarım, bizim gazetenin Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk güncel ve çok önemli konuları bulup kitap yapmanın adeta ustasıdır.
İşin ilginç yanı, Saygı yeni bir kitap daha yazmaya başladığında ilk önce benim haberim olur…
“Abi konumuz şudur, sen istersen önsöz yazmaya şimdiden başla!”
Kitap biter, ilk okuyanlardan biri yine ben olurum.
Böylece, bu süreçte Saygı’nın ‘kadrolu önsöz yazarı’ olmayı başarmış durumdayım!..
Son kitap birkaç gün önce çıktı:
“Zindandan Gelen Mektuplar. Cehennemi Yaşadım.” (Doğan Kitap.)
Şu veya bu biçimde tutsak edilip PKK'nın yerin birkaç kat
derinliğindeki mağaralarında, insanlık dışı koşullarda yaşamak
zorunda bırakılan askerlerimiz, polislerimiz ve kaymakam adayları
tarafından ailelerine yeraltı mağaralarından yazılan mektuplar,
oralarda yaşanan işkenceler, vahşet tabloları…
Saygı bütün belgeleri devlet arşivlerinden çıkarıp güzelce derlemişti.
Bana da yine bu güzel kitabın önsözünü yazmak kaldı.
İşte o önsöz:
“Türkiye, 1980'li yıllardan bu yana PKK belasıyla mücadele edip duruyor.
Kökü dışarıda olan bir bela…
Hem Türkiye'nin başına bela oldu, hem de kendi başlarını yaktılar.
Sayısı pek bilinmiyor ama yıllar içerisinde her yaştan, her kesimden binlerce insanımızı yitirdik.
Bu mücadelenin parasal maliyeti de bizim açımızdan çok önemli.
PKK terörüyle mücadele ederken yüz milyarlarca dolar para harcadık.
Kalkınmamıza gitmesi gereken kaynakların önemli bir bölümünü bu terör olayları ve düzenlenen operasyonlar nedeniyle feda etmek zorunda kaldık.
İnanılmaz bir rakamdır ve sanırım terörle mücadele açısından dünyada bir eşi ve benzeri daha yoktur!
Çok değerli çalışma arkadaşım Saygı Öztürk bu PKK olayında verilen mücadeleyi de gerek yazı ve haberlerinde, gerekse kitaplarında çeşitli boyutlarıyla irdelemeyi sürdürüyor.
Bu konuda yazdığı son kitap şimdi elinizde…
Okudukça hemen hiçbirimizin bilmediği, ya da unutmuş olduğu inanılmaz bir olaya bir kez daha tanıklık etmiş olacaksınız.