“Çok sayın ve muhterem kardeşim Recep Tayyip beyefendi, yüce kişiliğinize mektup yazma cüretinde bulunduğum için önce yüksek affınıza sığınırım.
Nasılsınız efendim, inşallah iyisinizdir.
Eminanım, kızlar, oğlanlar falan nasıllar?
Hep birlikte afiyette olmanızı dilerim.
Sizlerin iyi olduğunuzu, damat beyi bakan yaptığınızı, gemiciklerin falan da işlerinin iyi olduğunu gördükçe memnun oluyorum.
* * *
Sayın dünya liderim, siz ki bu ülkeye gelmiş geçmiş en büyük devlet adamısınız!..
Daha büyüğü hiç gelmedi ve hiçbir zaman da gelmeyecek.
Hepimiz inşallah yüce kişiliğinizin Başkan olacağı günleri sabırsızlıkla bekliyoruz.
İşte o zaman sadece Avrupa, Rusya ve ABD değil bütün dünya, beş kıtada önünüzde diz çökecektir.
Siz hele birkaç kez daha kükreyin…
“Eyy Putin…”
“Eyy İsrail…”
“Eyy Obama…”
“Eyy Merkel…”
Bu kükreyişleri duyan ve lider geçinen bütün üçkağıtçılar siz gerçek dünya liderinin önünde diz çökmedi mi?
Lütfen bunları söylüyorum diye beni yalakalıkla, yağcılıkla suçlamayın.
Bu sözlerimin tamamen özel olduğunu ve aramızda kalacağını elbette ki tahmin edersiniz.
Sizin yüksek ve saygın çevrenize yalakaların, çıkarcıların, hırsızların, vurguncuların, milletin a'sına koyanların sızıntı yapmasının asla mümkün olmadığını en iyi bilenlerden biriyim.
* * *
Sayın ve değerli dünya liderim Recep Tayyip, şimdi bunları okudukça belki kendi kendinize diyorsunuz ki “Ulan bu herif bana durup dururken niye mektup döşenmiş…”
Şimdi sıra onu açıklamaya geldi!
Muhterem liderim, aziz başkanım…
Bildiğiniz gibi önümüz bayram.
Milyonlarca yorgun insan tatile çıktı.