Sevgili okurlarım, “Güvenilir
(!)” bir insan olmak çok önemli bir şey. Siz böyle
tanındıkça efsaneniz yurt dışında bile duyulur ve hiç tanımadığınız
kimselerden size para teklifleri yağmaya başlar.
Bir süre önce Nijerya’dan mesajlar gelirdi…
“Burada petrolden elde ettiğim 30 milyon dolar param var.
20 milyonunu ülke dışına çıkarma hakkına sahibim ama Nijerya
hükümeti buna izin vermiyor.”
Sonrası çok önemli!
“Sizin son derece güvenilir bir insan olduğunuzu öğrendim.
Bu konuda ortaklık yapabiliriz. Ben size vekalet göndereceğim. Siz
devreye girdiğiniz takdirde bu parayı yarı yarıya
kırışırız.”
Yani uğraşacak zamanım yoktu, bu petrolcü
arkadaşlara yanıt veremedim.
Eğer verseydim onlardan örneğin şöyle bir yanıt gelecekti:
“Şimdi siz bana ilk aşamada beş bin dolar gönderin. Bu para
çeşitli masraflar için olacak. Sonra payınıza düşen paranın
havalesi gerçekleşecek!”
Ne yazık ki işin üzerine
gidemedim ve benim petrol paraları güme gitmiş oldu!
★★★
Geçen Pazar günkü yazımı herhalde anımsayacaksınız. Başlığı
“Akrabadan Kalan Miras 8.7 Milyon dolar” idi.
Bu kez mutlu haber Afrika’nın Togo isimli bir ülkesinden geliyordu.
Orada Nathan Çölaşan isimli bir akrabam ölmüş,
mirasını bana bırakmış!
Afrikalı avukat (!) arayıp tarayıp beni bulmuş…
Her halde “Bu keriz kucağa düşer, para çok büyük. Bu kadar
büyük parayı görünce yelkenleri suya indirir!” diye
düşünmüş.
Bu kez benim de rol yapmam gerekiyordu. Kendisine mesaj attım:
“Abi ben bu işte varım…”
Yazışmaya
başladık.
Bütün merakım, bu dolandırıcı şebekesi benden kaç para
isteyecek…
Heriflerle artık samimi olmuştuk.
Mesajları “Sevgili Emin Çölaşan” diye
başlıyordu.
Sonuçta ben acele ettim, karşı tarafa “Harcamalar için
benden kaç para istediğinizi bildirin, onu hemen
göndereyim” diye yazdım.
Karşı taraftan bir daha ses çıkmadı. Herhalde uyandılar…
Ya “Kerizin bu kadarı olmaz. Bize hemen para göndermek
istiyor. Bu işin içinde bir iş var” dediler, ya da
gazeteci olduğumu öğrendiler ve ürktüler.
Biz de arkadaşlarla biraz gülüştük, olayı unuttum gitti.
★★★
Geçtiğimiz perşembe günü bu kez Irak’tan bir mesaj geldi. Aynen
veriyorum:
“Sevgili arkadaşım benim adım John. Ben Irak’taki Amerika
müteahhitiyim.
Yirmi yatırım yapmak istiyorum
Türkiye’de, üç milyon dolar iyi bir işte.
Uzun
süredir güvenilir ve ihtiyacım var senin gibi güvenilir bir
ortak…”
Vay bee, hakkımdaki efsane demek ki yurt
dışına bile taşmıştı. Hiç tanımadığım insanlar benim
“Güvenilir (!)” olduğumu biliyor ve para
öneriyordu!
John daha sonra şöyle diyordu:
“Ortağım (yani ben) bu fonları alacak ve
yüzde 30 almak ve güvenli benim için yüzde 70 tutmak.
Devlet hizmetim bitene kadar kardeşim ve ailem gibi
olacaksın.
İlgileniyorsan bana bildir ve iş
planın nedir.
Kimlik kartlarımı da
göndereceğim benim gerçek olduğumu göstermek için. Ve ciddi.
Saygılarımla.”
Şimdi seçim zamanı, bir sürü işimiz
var. Dolayısıyla bu son mesaja yanıt veremedim!..
★★★