Bunu yaparken geçmişteki yazılarımı da kullanıyorum. Bu belayı
başımıza açtıklarından bu yana aradan kocaman sekiz
yıl geçti.
2011 yılında Suriye’de kaynamalar olmuş, iç savaş
başlamıştı.
Bizi yöneten uyanıklar (!) hemen durumdan vazife çıkarmaya
niyetlendi… Hazır Esad zayıf düşmüşken onun işini
bitirmeye (!) soyundular.
Ne de olsa o Arap Alevisi, bizimkiler
Sünni idi. Suriye’de bir Sünni egemenliği kurmak
gerekirdi!
Artık bütün günlerimiz Suriye ve Esad’la
geçiyordu.
Bizi yönetenlerin en önemli atraksiyonu Suriye devlet başkanına
posta koymaktı.
★★★
Suriye nasıl olsa bizim eski vilayetimizdi. Yüzlerce yıl Osmanlı
egemenliği altında yaşamıştı.
Dolayısıyla bizim Suriye’de haklarımız (!) vardı. O hakları
Esad’ı devirerek yeniden elde edecek, hem de Suriye’ye Sünni bir
rejim getireceklerdi!
Hiç sıkılmadan Türkiye’deki
seçmeni gıdıklıyorlardı:
“Esad gidici. İnşallah en kısa zamanda Cuma namazımızı
Şam’da Emeviye camisinde kılacağız!”
(Nah
kıldılar.)
★★★