Sevgili okurlarım, burada defalarca yazdım…
Aynen bazı petrol zengini Arap ülkeleri gibi, Suudi
Arabistan da bir hırsızlık, vurgun ve
rüşvet ülkesidir.
O ülkede rüşvetsiz iş yaptıramazsınız.
Kazanılan petrol paraları Kral ailesiyle birlikte onlara yakın olan
şeyhlerin, prenslerin ceplerine hortumlanır.
Kadınlar köledir.
Suudi Arabistan, Uzakdoğu ülkelerinden ithal edilen ve bir bölümü
fahişe olarak çalıştırılan yüz binlerce kadınla
doludur.
Sanmayın ki öteki petrol zengini ülkeler farklıdır.
Katar, Birleşik Arap Emirlikleri vesaire hep
aynıdır.
Üstelik
bunların her birinin ortak bir özelliği daha vardır:
Din ticareti ve din sömürüsü.
Petrol
zengini Arap ülkelerinin ortak paydası budur.
★★★
Şimdi bu Suudi’lerin korkunç bir marifeti (!) daha ortaya çıktı.
Türkiye Cumhuriyeti, başına açılan bu belanın sırlarını çözmeye
çalışıyor.
Kendi ülkelerinden İstanbul’a gönderdikleri 18
kişilik bir cinayet ekibi, kendi uyruklarından olan
gazeteci Cemal Kaşıkçı’yı kendi konsolosluk
binalarında öldürdü.
Fakat öyle bir durum ki, cinayet var ama ceset
yok!
Peki ceset ne oldu? Çeşitli olasılıklar var ama
hiçbiri kesin değil:
– Parçalayıp konsolosluktan dışarı çıkardılar ve biz
uyanana kadar bir işbirlikçiye verip gömülmesini sağladılar.
Yalova’daki kaçak villalar şimdi bu kapsamda aranıyor.
– Asitle eritip yok ettiler. Gelen ekipte bu işin uzmanları
vardı.
– Cesedi bölüp parçaladılar. Hemen o
gece İstanbul’u terk eden cinayet ekibi, cesedi veya ceset
parçalarını (yine bizim uyumamız nedeniyle) Suudi Arabistan’a
kaçırmayı başardı.
Cinayet romanları yazarı Agatha
Christie günümüzde
yaşasaydı, bu Suudi cinayetinden beş roman birden
çıkarırdı.