Emin Çölaşan Sözcü Gazetesi

Terörün komedisi!

Sevgili okuyucularım, Suriye’de olanları hep birlikte izlemeyi sürdürüyoruz. Bir ülke harabeye döndü. Yüz binlerce kişi öldü, yüz binlercesi kaçıp Türkiye ve Ürdün başta olmak üzere...

09 Şubat 2016 | 1.317 okunma

Sevgili okuyucularım, Suriye’de olanları hep birlikte izlemeyi sürdürüyoruz. Bir ülke harabeye döndü. Yüz binlerce kişi öldü, yüz binlercesi kaçıp Türkiye ve Ürdün başta olmak üzere çeşitli ülkelere sığındı.
Bize sığınanların sayısı şu an itibariyle 3 milyonu aşmış durumda.
Bunlara kalacak yer sağlayacaksınız, yiyip içireceksiniz, ısıtacaksınız, hastalarına bakacaksınız, çocuklarına eğitim vereceksiniz, büyük para gerektiriyor.
Nitekim büyük sadrazam Davutoğlu Ahmet açıkladı, “Bugüne kadar bu sığınmacılar için Türkiye olarak 10 milyar dolar para harcadık” dedi.
Sonra bizimkiler AB’nin kapısına dayandı:
“Aman Avrupalı abiler deniz bitti, bize acele para yardımı yapın!..”
AB ile bir sürü pazarlıklar yapıldı, Türkiye’ye üç milyar Euro verilmesi karara bağlandı.
Suriye’yi harabeye döndürdüler, şimdi vatanından kaçan insanlar için ne yazık ki para dileniyorlar.
Madem onlara harcayarak paranız yoktu, ne halt etmeye Suriye işine böylesine bulaştınız?
Şimdi bu soru gündeme geldiğinde gelen yanıt hep aynı:
“Biz bu işin bu kadar büyüyeceğini düşünmemiştik!”
Ne biçim bir devlet yönetimidir, nasıl sorumsuz bir devlet anlayışıdır bu?

* * *

Almanya Başbakanı Merkel soruna çözüm bulmak için dün yeniden Ankara’ya geldi. Konuşulan tek konu yine para!
“Ne olur şu üç milyar Euro’yu bir an önce verin. Devlet bütçesinde paracıklar suyunu çekti, iflas aşamasına geldik.”
Şimdi Merkel’e yalvarıyorlar.

* * *

Suriye’de Esad güçlerinin Türkiye’ye komşu olan Halep’i ele geçirmek üzere olduğu anlaşılıyor.
Resmi açıklamalar yapıldı, Suriye ordusundan ve Rus bombardımanından kaçan 70 bin Suriyeli yeniden kapımıza dayandı.
Türkiye’ye girmek için bastıracakları belli. Onca insanı sınır kapısında aç ve açıkta bırakamazsınız. Elleri mahkûm, içeri girecekler.
Peki şimdi o 70 bin kişiyi nerede barındıracağız, hangi koşullarda besleyeceğiz, ne yapacağız?
Bundan kısa süre öncesine kadar “Suriye, Osmanlı döneminde bizim vilayetimizdi. Yine bizim sayılır. Allah’ın izniyle Esad gidecek, iki haftaya kadar cuma namazını Şam’da kılacağız” diye nutuk atanlar şimdi nerede?
Bırakın Şam’da cuma namazı kılmayı, Esad yerinde duruyor… Hem de ülkesinin Halep gibi çok önemli bir kentinde üstünlüğü ele geçirdi ve kendisine karşı savaşan teröristlerin Türkiye sınırı ile bağlantısı kesilmek üzere…
O herifleri bundan sonra Türkiye’den beslemek, silah, cephane ve gıda göndermek biraz zorlaşacak!

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İsmail Dümbüllü’nün teğmenleri! 04 Eylül 2024 | 2.768 Okunma Bakalım bizim Diyanet bugün ne diyecek? 30 Ağustos 2024 | 1.621 Okunma Ve Yunan ordusu teslim oluyor... 28 Ağustos 2024 | 1.622 Okunma Başımızdakilerin marifetleri! 22 Ağustos 2024 | 2.470 Okunma Yangınlar başladı, Recep Bey kayboldu 20 Ağustos 2024 | 1.392 Okunma