Sevgili okurlarım, bir otomobil şirketinin töreni ne hikmetse tam da Cumhuriyet bayramına denk getirilmişti!
Ama ortada henüz üretim falan yoktu.
Ya ne vardı?
Erken doğum!
Nereden çıktığı, ne zaman üretildiği, kimin elinin değdiği belli olmayan birkaç otomobil…
Üretim yoktu ama karşımızda çeşitli renklerde, elektrikle çalışacağı açıklanan birkaç otomobil vardı ve dünya liderimiz direksiyonun başına geçmişti.
O fabrikayı kimlerin kurduğu da pek bilinmiyordu.
-Hangi patronlar kurdu, ortaklık payları nedir?
-Para kaynağı nedir?
-Maliyeti ne kadardır?
-Ne kadarlık bölümü devlet parasıyla karşılanmıştır?
-İşin içinde yabancı sermaye var mıdır?
Cumhuriyet Bayramı'nı alaşağı etmek için görkemli bir tören düzenlenmiş, milletin kafası daha beter karışmıştı.
Hemen ardından o malûm yandaş kesiminin sosyal medyada ve internet sitelerine sözüm ona verdiği yutturmaca ilanlar geldi:
-TOGG satın alacağımdan arabamı satıyorum.
-TOGG'u çok beğendim, hemen alacağım. Parasını karşılamak için evimi ucuza satıyorum…
Rezilliğin, utanmazlığın, sahtekârlığın, particiliğin ancak bu kadarı olabilir.
Üretimin ne zaman başlayacağını bizim dünya lideri bile bilmiyor.
Fiyatı ne kadar olacak, onu da bilen yok.
Fiyat önümüzdeki şubat ayında açıklanacakmış! Hepsi bu kadar.
Memlekette bir otomobil fabrikası açılıyor ama sahipleri kim!..
Hangi iş adamları!
İsmi medyada yer alanların tamamı yandaş patronlar.
Finansmanı nasıl sağladılar!
Devletin bankaları her zaman olduğu gibi kredi musluklarını bunlara mı açtı?
Yoksa bunların otomobil fabrikası kurmaya yetecek paraları ceplerinde hazır mıydı?
TOGG için bu sorular sorulduğunda insanın aklına ister istemez iş adamı rahmetli Erdoğan Demirören ve ailesi geliyor.
Recep Tayyip emrindeki yandaş medyayı güçlendirmek için kendisine talimat vermişti:
“Hürriyet, Milliyet, Posta gazeteleriyle birlikte CNN-Türk ve Kanal-D'yi de sana vereceğim. Artık bize çalışacaksın!”