Sevgili okurlarım, bizim gibi ülkelerde halka
bol kepçe vaatlerde bulunmak çok kolay iştir.
Halk bu vaatlere çoğunlukla kanar, gerçek zannetmeye başlar.
Örneğin siz dersiniz ki “Ey benim vatandaşım az kaldı. En
kısa zamanda kendi uçak gemimizi Türkiye’de yapıp denize
indireceğiz!..”
Size yıllardır oy veren kesimlerin aklına şu soruları sormak asla
gelmez:
“Abicim bu ne iştir, nasıl yapacağız o uçak gemisini? Bu
işin maliyeti ne olacak? O kadar para nereden bulunacak… Varsayalım
yaptık, uçak gemisi bizim ne işimize yarayacak?.. Hint Okyanusu’nda
savaşa mı göndereceğiz?”
* * *
Anlı şanlı dünya liderimiz birkaç gün önce bir açıklama
yaptı…Neredeyse tek cümleden oluşuyordu!
“Kendi uçak gemimizi yapacağız!”
Ciddiyetten yoksun, ülke ve devlet gerçeklerinden uzak sözler…
Yandaş havuz medyası sayın büyüğümüzün bu sözlerini de anında
manşetlere taşıdı.
Bizim gazetenin ekonomi yazarı Murat Muratoğlu dün
bu konuda çok güzel bir yazı yazdı ve acı gerçekleri adeta
yandaşların suratına çarptı. Şöyle diyordu:
“Belli ki iktidarın yeni konseptler bulması gerekiyordu.
Eskiler artık kesmiyordu. İktidar da durumu uçak gemisiyle
kotardı.
Hadi uçak gemisini yaptık diyelim. Aramızın iyi olduğu
ülkelerin sayısı bir elin parmaklarını geçmiyorken o gemiyi ota
boka yollayıp onlarla da aramızı mı bozacağız?
Şam’ı hallettik, şimdi Amsterdam’a cuma namazı kılmaya mı
gideceğiz?
Sahi ne yapacağız?
İstikamet Katar mı olacak?”
* * *
İş sadece uçak gemisini yapmakla bitmiyor. Onun binlerce kişiden
oluşan eğitimli personelini hazırlamak gerek.
Üstelik bizim elimizdeki F-16 uçaklarının ineceği bir gemi yok.
Şimdi uçak gemilerine çok daha modern, gelişmiş uçaklar inip
kalkabiliyor.
Peki o yeni sistem uçakların maliyeti nedir?
Maliyeti de bırakın bir yana, elin oğlu bize o uçakları
hibe etmeyeceğine göre, parayı bastırsak bile acaba satar
mı?
* * *