Sevgili okurlarım, bugün biraz farklı bir
konuyla karşınızdayım.
Yakın tarihimize meraklı değilseniz Orgeneral Asım
Gündüz’ün ismini duymamış olabilirsiniz. Kısaca
anlatayım.
1880 doğumlu. Kuleli Askeri Lisesi’ni, Harp Okulu’nu ve Harp
Akademisi’ni bitirdi.
Milli Mücadele’nin başlangıcında İstanbul’dan Ankara’ya kaçıp
Mustafa Kemal Paşa ordusunda görev aldı.
1922 yılında Garp Cephesi’nde, komutan İsmet
Paşa’nın kurmay başkanı.
Savaşın ve
büyük taarruzun bütün aşamalarında cepheyi yöneten ikinci isim. 9
Eylül’de Mustafa Kemal Paşa ile birlikte İzmir’e
giren komuta heyetinde…
Cumhuriyet döneminde Mareşal Fevzi Çakmak
Genelkurmay Başkanı, Asım Gündüz Genelkurmay
İkinci Başkanı.
1946’da emekli olana kadar bu görevde kalıyor, 1970 yılında vefat
ediyor.
Asım Gündüz’ün ölümünden sonra basılan çok ilginç
bir kitabı var. Bu süreçte yaşadıklarını anlatıyor:
“Hatıralarım.” (Kervan Yayınları.)
★★★
Suudilerin cinayeti sonrasında elimiz kolumuz bağlı oturduk,
katillerin kaçmasına göz yumduk ve ulusal
onurumuzu zedeledik.
Peki Cumhurbaşkanı Atatürk ülkemizin ulusal
onurunu nasıl korurdu, işte o kitaptan bir örnek…
Asım Paşa anlatıyor:
“Osmanlı İmparatorluğu döneminde Akdeniz’de dolaşan İngiliz
donanmasına mensup gemiler Kuşadası limanına gelir ve mürettebat
elini kolunu sallayarak sahile çıkardı.
Cumhuriyet döneminde yine bir İngiliz donanması Kuşadası’na
yanaşmış ve mürettebatını karaya çıkarmak istemişti.
İngiliz askerleri karaya çıkınca Mehmetçik hemen silahına
sarılmış ve ateş açmıştı.
Bu olay üzerine
İngiliz İmparatorluğu adeta yerinden oynadı. Bütün
İngiliz gazeteleri bize ateş püskürüyordu.”