Sevgili okurlarım, bir zamanlar Türkiye’de neredeyse bütün dünyanın saygı duyarak izlediği bir kuruluş vardı:
Refik Saydam Hıfzıssıha Enstitüsü.
Milli Mücadele yıllarının öncesinde ve sonrasında bütün vatanda büyük salgınlar yaşanıyordu.
Elde teknik olanaklar yoktu.
Yeterli sayıda doktor ve sağlık personeli de yoktu.
Doktorlarımızın çoğu 1912 Balkan Savaşı’nda, sonra Birinci Dünya Savaşı’nda, en sonunda da Milli Mücadelede ya hastalık kapıp ölmüş, ya da cephelerde şehit düşmüştü.