Sevgili okuyucularım, ülkemizde hiç alışık olmadığımız olaylara
tanık oluyoruz.
Medyada gördüğümüz olaylar…
Silopi’den sonra Sur ilçesi de kurtarıldı…
Şırnak il merkezinde kontrol terör örgütünde…
Tanklar Yüksekova’ya doğru yola çıktı. 80 tank gidiyor… Yüksekova
halkı kaçıyor…
İdil ve Nusaybin temizlendi, her yere Türk Bayrağı çekildi…
Nerelerden nerelere geldik, kendi vatanımızı iki paralık bir
örgütten temizlemeye, bayrağımızı çekmeye uğraşıyoruz. Çekince bunu
gururla duyuruyoruz!
Sanki ülkemizin bir bölümünü düşman işgalinden kurtarmış gibiyiz,
el insaf yani.
* * *
7 Haziran seçiminden bu yana 400’den fazla asker ve polisimizi
şehit verdik.
Genelkurmay sürekli olarak açıklamalar yapıyor:
“Dün 17 terörist etkisiz duruma getirilmiştir. Bugüne kadar etkisiz
duruma getirilen terörist sayısı bin bilmem kaçtır.”
İyi güzel de, öldürülen terörist sayısı bizi hiç mi hiç
bağlamıyor.
Üstelik bazıları, teröristlerle ilgili bu rakamların doğru
olmadığını, abartıldığını iddia ediyor.
Varsayalım doğrudur…
O halde binlerce örgüt militanı bu kentlere nasıl gelmiş, nasıl
yerleşmiştir?
O hendekler, tüneller nasıl kazılmış, kamu binaları nasıl işgal
edilmiştir?
Binlerce örgüt silahı oralara nasıl sokulmuştur?
* * *
Burada akla gelen temel soru şudur:
Bütün bunlar olurken, vatanın bir bölümü işgal edilirken devlet
uyuyor muydu?
Hayır, uyumuyordu ama iktidar tarafından uyutuluyordu!
Adına çözüm süreci denilen bir rezalet piyasaya sürülmüştü.
Hükümet PKK ile dost geçinecek, ödünler verilecek, eğer mümkünse
Apo tahliye edilecek ve silahlar susacaktı.
Şimdi şu geldiğimiz aşamaya bakın!
Kendi vatanımızı kurtarıyoruz, il ve ilçelerimize bayrağımızı
yeniden çekiyoruz!
Şimdi sıra geliyor Yüksekova gibi başka yerlere…
Oralarda ne olacağını, nerelerin nasıl kurtarılacağını (!) hep
birlikte göreceğiz.