Sevgili okurlarım, yargı
hepimizin güvenmesi gereken bir kurum… Bu ülkede
milyonlarca dava dosyası var.
Ceza davaları, hukuk davaları, aklınıza ne gelirse…
Hakimler ve savcılar bu dosyaların altında boğulmuş durumda. Bugün
bir dava açsanız size aylar sonrasına duruşma günü veriliyor.
Hemen her davanın karara bağlanması yıllar alıyor.
Geç gelen adalet, adalet değildir sözü çok doğru.
* * *
Açılan hemen her dava sonrasında müvekkil, avukatına sormak
zorunda kalıyor:
-Nasıl biridir bizim hakim?
Bunu soran, hakimin boyunu posunu ve göz
rengini merak ettiği için sormuyor!
Dava başlıyor, hakim
bunalmış durumda. Aynı durum savcılar için de geçerli.
Mahkemeler bazen işi savsaklamak zorunda kalıyor.
Yanlış ve eksik kararlar çıkıyor zira dosyaların yeterince
incelenmesi mümkün olmuyor.
Çilekeş yargı mensupları o inanılmaz yükün altında eziliyor.
Bunları yazdım diye kimse üzerine alınmasın,
üzülmesin…
Türkiye’de yargının gerçeği ne
yazık ki böyledir.