Sevgili okurlarım, Türkiye'de olan işleri
akıl gerçekten de almıyor. İnanılır gibi değil ama bunlar
oluyor.
Hele 16 Nisan'da evet oyları daha çok
çıktığı takdirde bakın neler olacak neler!..
Önceki gün sarayda yapılan bir toplantı vardı. Yine yüzlerce kişi
çağrılmış ve her yer evet
afişleriyle donatılmıştı.
Orası cumhurbaşkanlığı sarayı
değil, AKP genel merkezi olmuştu.
Burada bir hususu bugüne kadar belki yüz defa yazdım.
Anayasada cumhurbaşkanının “Tarafsızlığı” konusunda açık
hüküm var.
O maddeyi bir kez daha yazıyorum.
Sizleri bunu okumaktan bıktırdıysam özür diliyorum ama ne
yapayım…
* * *
Anayasa madde 103:
“Cumhurbaşkanı görevine başlarken Türkiye Büyük Millet
Meclisi önünde aşağıdaki şekilde andiçer:
Cumhurbaşkanı sıfatıyla… anayasaya, hukukun üstünlüğüne,
demokrasiye, Atatürk ilke ve
inkılaplarına(devrimlerine) ve laik
Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma… üzerime aldığım görevi
TARAFSIZLIKLA yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük
Türk Milleti ve tarih huzurunda NAMUSUM ve ŞEREFİM üzerine
andiçerim.”
* * *
Namus ve şeref üzerine anayasa uyarınca edilmiş olan bir
yemin!..
Şimdi hem kendisine, hem de ona destek verenlere sormak
gerekir.
Yukarıda özetlediğim bu yemin metninin acaba ne kadarını yerine
getiriyor!
Anayasaya sadakat, hukukun üstünlüğü, demokrasi, Atatürk
ilke ve devrimlerine bağlılık ve özellikle de TARAFSIZLIK
nerede?
Bir kimsenin ister Meclis kürsüsünde, isterse başka
ortamlarda namusu ve şerefi
üzerine ettiği yemin önemlidir.
Hiç kimse “Evet ben o yemini ettim ama keyfim
istemezse uygulamam” deme hakkına sahip değildir.
Hele devlet yönetiminde böyle bir şey söz konusu bile olamaz.