Cumhuriyetin ilk yıllarında, Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü ve Celal Bayar dönemlerinde yoktu. Onların partileri vardı. Değişiklik, önümüze 1961 Anayasası ile geldi, “Tarafsız cumhurbaşkanı” dedik ve hep kendimizi kandırdık…
Özal mı tarafsızdı ve kurucusu olduğu ANAP’la ilişkisini kesti? Tabii ki değil. Akşam olduğunda Çankaya Köşkü’nün 5 numaralı kapısından ne kadar ANAP’lı varsa içeri girer, neredeyse grup toplantıları yapılırdı.
Demirel’in mi partisiyle ilişkisi yoktu? Yaşadık bir o günleri, Süleyman Bey’in eli hep DYP’nin içindeydi. Demirel, partiyi “tapulu arazisi” olarak görüyor, kendi deyimiyle “üzerine gecekondu yaptırmam” diyordu.
Ahmet Necdet Sezer partili değildi. Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’ndan Çankaya Köşkü’ne çıkmıştı. Buna rağmen pek çok cumhurbaşkanından çok daha fazla taraftı. Hem de gırtlağına kadar!