Türkiye artık eski Türkiye değil. Susmuyor, konuşuyor, teslim olmuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da hem içte, hem de dışarıda yakaladığı her fırsatta Batı’nın sergilediği çifte standardı ortaya koyuyor. Ben buna“ahlaksızlık” diyorum…
Hem de sahte demokrasi ve insan hakları nutukları arasına gizlenmeye çalışılan büyük bir ahlaksızlık! Yıl 1956…
Macar halkı, Sovyet işgaline karşı ayaklanıyor. Komünist iktidarın Sovyet güdümlü politikalarına karşı büyük bir isyan başlatılıyor. Sovyet kuvvetlerinin Macaristan’dan çekilmesi için halk bir araya geliyor. Direniş başlıyor.
Bunun üzerine 4 Kasım gecesi Sovyet tankları Budapeşte’ye giriyor. Önüne kim çıkarsa ezip geçiyor. O tanklar, ayrım gözetmeden çevredeki bütün binaları ateşe tutuyor.
Sonuç:
Demokrasi ve hürriyet isteyen 2.500’ün üzerinde Macar katlediliyor. Budapeşte yakılıp, yıkılıyor.
Biliyorsunuz, batı bu direnişi destanlaştırdı. Hollywood filmleri yaptı. Macar direnişiyle ilgili kitaplar yazıldı. Çünkü Budapeşte’de katliam yapan işgalciler Sovyet askerleriydi. Sovyetler Birliği ile Batı’nın arasındaki soğuk savaş devam ediyordu. Taraflar arasında alabildiğine bir mücadele vardı.
Aynı durum Çekoslovakya için de söz konusu…
1968’de, Çekoslovakya’nın işgali sırasındaki direniş de Batı tarafından destanlaştırıldı.Sovyetlerin 300 binin üzerindeki askerle gerçekleştirdiği işgal hareketi sırasında hayatını kaybeden 92 Çek vatandaşı bayraklaştırıldı.