Biz buradan “Bunlar Faşist, Nazi kafalılar” dedikçe, Alman Şansölye Merkel çıldırıyor. Hop oturup, hop kalkıyor. “Nazi” benzetmesine çok içerlediğini de her fırsatta ortaya koyuyor…
Oysa, ortada kızacak bir şey yok. Merkel, kendi uygulamalarıyla bu sıfatı hak etti. Demokrasi ve insan haklarını rafa kaldırarak, Hitler’in torunu olduğunu gösterdi. Biz “Nazi” benzetmesi yaparken bir kültürden bahsediyoruz. Çok içerlediyse, adına “Merkelizm” de diyebiliriz. Kafa aynı kafa olduktan sonra ne fark eder, ne değişir? Önemli olan uygulamalar, onlar da hepimizin gözleri önünde gerçekleşiyor: Demokrasi ve en temel insan hakları ayaklar altında, standartsızlık diz boyu. Bir insanlık suçu olan teröre verilen destek ve teröristlerin sırtlarının sıvazlanması da cabası.
Biz, “Nazi” demekten vazgeçersek, Merkel aklanacak mı? Bugün Almanya’da sergilenen rezilliklerin üzeri kapanacak mı?
***
Merkel kıvranıp dururken, Alman Gizli Servisi’nin (BND) Şefi Kahl, garip bir açıklama yaptı. FETÖ’yü aklamak için kendisini öne attı. Şaka gibi bir açıklama yaptı:
-Türkiye’deki 15 Temmuz Darbe Teşebbüsü’nün arkasında Fetullah Gülen’in olduğuna dair kanıt yok.
Sanki soran oldu.
Bu bir itiraftır aslında. Türkiye’de sokaktaki insan dahi neyin ne olduğunu biliyor. İddianameler hazırlanıyor, deliller havada uçuyor. Üstüne bir de FETÖ denen örgüt militanları bile itiraflarda bulunup, yedikleri haltı kabul ediyor. Adam Almanya’dan kalkmış, yaşanan gerçeğin tersini iddia ediyor. Hem de “Ben sizden daha fazlasını biliyorum” dercesine!
Aslında bu noktada yalan da söylemiyor. Her şeyi çok iyi biliyor. Çünkü, FETÖ ile işbirliği yapan da, onu kullanan da kendisi. Türk-Alman gerginliğinin arttığı noktada durumdan vazife çıkarıyor, devreye girip suç ortağını aklamaya çalışıyor.