Tam bir yıl geçti üzerinden. O gece Konya’daydım, kızım Begüm’ün telefonda “Ankara yanık kokuyor baba” dediğini hiç unutamıyorum. Ertesi gün gördüm bizzat ortaya çıkan tahribatı. Belli ki, başta Meclis, Külliye, MİT, Emniyet ve Özel Harekât olmak üzere, Başkent’in çeşitli bölgelerinden yükselen bir kokuydu o. Uçaklardan, helikopterlerden atılan bombaların barut kokusu ile şehitlerimizin yanan cesetlerinden yükselen kokular birbirine karışmıştı.
Mesela…
Gölbaşı’ndaki Özel Harekat Merkezi’nin önünde toplanan polislerimizin üzerine, F-16’lardan tonluk bombalar atıldı. Bu alçaklık, görerek, bilerek ve bizzat onlar hedef alınarak yapıldı. Atılan o bombalar, açık alandaki pek çok polisimizi yaktı, yok etti, cesetleri bile bulunamadı.
Türkiye, çok darbe ve darbe girişimi yaşadı. Ancak, böylesine bir alçaklıkla hiçbir zaman karşı karşıya kalmadı. Bir başkaydı 15 Temmuz, insanlık dışı bir kalkışma ve asrın ihanetiydi o. Milli Mücadele yıllarında bu topraklara