Milletçe içimiz yanıyor. Toplumsal tepki zirveye çıkmış durumda. Maalesef bu defa peş peşe geldi. Irz düşmanı, insanlıktan nasibini almamış çocuk katili sapıklar, hepimizi derinden etkiledi. İnfial halinde çözümler arıyoruz…
“İdam” diyoruz, “kimyasal hadımdan” bahsediyoruz, vesaire, vesaire…
Hiçbirine itirazım yok. Hepsini fazlasıyla hak ediyorlar. Ancak, bunların tamamı suçu cezalandırmaya yönelik eylemler. Acımızı dindirecek, içimizi soğutacak, hak ettikleri cezayı almalarını sağlayacak. Ama problemi çözmeyecek. Sorunun temeline inmez, problemi bir bütün olarak masaya yatırmaz isek eğer, yarın aynı acıları yine yaşayacağız!
Bir yavrumuzu daha kaybedeceğiz. Ardından zanlıyı yakalayacağız. En ağır şekilde cezalandıracağız. Diyelim ki idam cezası geri geldi, darağacında sallandıracağız.
Caydırıcı mı olacak sanıyorsunuz?
Yaşanan tecrübelere bakılırsa kesinlikle hayır! Çünkü, idam cezasının var olduğu yılları da yaşadım ben. 1970’l