Önümüzdeki hafta sonundan itibaren İstanbul’dan Ankara’ya doğru
sızlamalar ve bağırtılar yükselirse şaşırmayın derim. Büyük bir
ihtimalle öyle olacak. Çünkü, eldeki veriler bunu
gösteriyor.
Tamamı değil elbette; ancak menfaatlerinin zedeleneceğini gören
bazıları sızlanmaya başlayacak. İçlerinden sesini yükseltip
bağıranlar çıkacak. Bu arada, becerilebilirse yıpratma faaliyetleri
de harekete geçirilecek.
“Nereden çıktı bu?” derseniz, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet
Özhaseki, önümüzdeki haftanın sonuna doğru İstanbul’a gidiyor.
Müteahhitleri toplayacak, onlarla önemli bir görüşme yapacak.
Bakanlığının, İstanbul’daki yapılaşmaya ilişkin görüşlerini ortaya
koyacak. Zaten basından da takip edeceksiniz.
Öncelikle bir noktanın altını çizelim:
Mehmet Özhaseki, son derece kararlı. İstanbul’un daha fazla tahrip
edilmesine izin vermeyecek. Bunu da yakın çevresi ile sürekli
olarak paylaşıyor. O yüzden, İstanbul’da müteahhitlerle yapacağı
görüşme de bu kararlılık çerçevesinde şekillenecek.
Durum bu olunca, hangi noktaların altını çizeceğini şimdiden
söylemek mümkün:
Özhaseki, yoğunluk artırma taleplerine kapalı olduğunu net bir
dille ifade edecek. Görüntüyü bozan, İstanbul’u İstanbul olmaktan
çıkaran yüksek kat isteklerinin de peşin olarak önünü
kapatacak.
“Boşuna bize gelmeyin” mesajını verecek:
-Yanlış işler için araya adam sokmayın. Kabul edemeyeceğimiz
talepler için bizim kapımızı çalmayın.
Açıkça söyler mi bilemem. Ancak, hangi ifadeleri kullanırsa
kullansın, Bakan Özhaseki’nin söyleyeceklerinin tercümesi aynı
olacak:
“İstanbul’un canına okunmasına izin vermeyeceğim.”