Evet, bu bir bayram yazısı değil. Bir süreç yazısı! Sakın ola “Bayramda da böyle bir yazı yazılır mı?” demeyin. Yazılır, niye yazılmasın? Hatta bunların bayramda yazılmasında fayda bile var!
Pararel Yapı’dan bahsedeceğim…
Çünkü…
Yine “bayram”, “din-iman”, “fitre-zekât”, “himmet” diye ortalıkta
dolaşanlar var. Yazalım ki, gerçek yüzler iyice görülsün. Unutanlar
hatırlasın. Ne olur, ne olmaz; ağlarına düşebilecekler dikkatli
olsun.
Çünkü…
Bunların yapabileceklerinin sınırı yok.
Çünkü…
Müslümanlık kisvesi altında hareket eden, kökü dışarıda olan, her
türlü ahlaki değeri ayaklar altına alan gayri milli bir çeteyle
karşı karşıyayız.
* * *
Hatırlıyor musunuz, başlangıçta ne kadar da suret-i haktan
görünüyorlardı! Çetenin deşifre olduğu ilk günlerde televizyonlara
çıkıp “din, iman, hak, hukuk ve adalet” nutukları
atıyorlardı…
Hep aynı sözleri tekrarlıyorlardı:
-Ayıptır, günahtır, masum insanları suçlamayın. Varsa bir delil
ortaya koyun. Hükmü adalete bırakın.
Aynen öyle yapıldı. Ama bu arada hesap edemedikleri bir adım daha
atıldı. Bunların yargıdaki uzantılarının da üzerine gidildi. Peş
peşe gerçekleştirilen operasyonlarla fotoğraf ortaya çıkmaya
başladı.
Bir anda söylem değiştirdiler. Boynu bükük molla görüntüsünden
bağırıp çağırma, feryat etme safhasına geçtiler:
-Hukuksuz algı operasyonları yapılıyor!
Yetmedi, yurtdışında ne kadar bağlantıları varsa harekete
geçirdiler. Kendileri, yalan ve iftira üzerine kurulu bir algı
operasyonu başlattılar. Dışarıdaki Türk ve Türkiye düşmanı bütün
yapılarla kol kola girdiler.
O günden bu yana da bu ülkeye hem içten hem de dıştan vurmaya devam
ediyorlar…