Beklenen oldu, Koza-İpek Grubu’na yönelik adli operasyon başladı. Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesi Hakimliği’nin verdiği arama kararında gerekçeler de sıralandı:
1)FTÖ’nün yöneticisi olmak ve finans sağlamak.
2)Terör örgütünün mali kaynaklarını gizlemek.
3)Yurt dışına para aktarmak.
Diğer şirketlerini bilmem. Ancak, ben Bugün Gazetesi’nin Ankara
Temsilciliğini ve köşe yazarlığını yaptım. İyi bilirim o yapıyı.
Hani “Ben sizin cemaziyel evvelinizi bilirim” derler ya, aynen
öyle.
O gazete aslında Tercüman’dır. Bizim Mehmet Ali Ilıcak’la birlikte
rahmetli Kemal Ilıcak’ın Tercüman’ının devamı olarak çıkardığımız
gazetedir. O dönemde 300 binin üzerinde tiraja
ulaşmıştır.
Sonra yaşanan mali krizle birlikte Turgay Ciner’e satılmıştır.
Ciner de adını Bugün olarak değiştirdikten sonra Akın İpek’e
devretmiştir.
Ardından da gazetedeki büyük ve planlı değişim
başlamıştır…
O günlerde “cemaat” denilen yapı, adım adım gazeteye yerleşti. İlk
adım Bülent Keneş’in gelip, Mehmet Ali Ilıcak’ın gitmesi ile
atıldı. Sonra bugün Genel Yayın Yönetmeni olan Erhan Başyurt geldi.
Nihayet, Tercüman’ı Tercüman yapan isimler birer birer
uzaklaştırıldı.
İçlerinde ben de vardım.
İlginçtir, gelenler medyada pek de tanınmayan isimlerdi. Tek
özellikleri belli bir yapının elemanları olmasıydı. Halen gazetenin
yazarları arasında olan Seda Şimşek de şahittir. Gazetede
düzenlenen operasyonlar sürerken, dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan,
TBMM’deki bir resepsiyon sırasında sormuştu:
-Kim geldi Bugün Gazetesi’nin başına?
“Erhan Başyurt” demiştim.
Erdoğan da “O kim ya?” diye sormuştu.
* * *
Bütün bunları, orada neler olup bittiği konusunda fikir vermesi
için yazdım. Ama şimdi anlatacaklarım kelimenin tam anlamı ile
tüyler ürpertici…