YILLARDIR bir şikayettir gidiyor. Devlet Bahçeli, TBMM’de her salı günü grup toplantısında kürsüye çıkıyor, İktidara verip veriştiriyor…
YILLARDIR bir şikayettir gidiyor. Devlet Bahçeli, TBMM’de her salı günü grup toplantısında kürsüye çıkıyor, İktidara verip veriştiriyor…
“Çözüm” için “çözülme” diyor. “İhanet” suçlamaları yapıyor.
Kavgada bile söylenmeyecek son derece ağır sözleri peş peşe
sıralıyor.
Koalisyon görüşmelerinde de durum farksız. Yine MHP’nin dilinde
aynı söylemler var. “Çözüm Süreci” yüzünden kapılar herkese sonuna
kadar kapatılmış durumda. Dozu biraz azaltılmış da olsa söylemler
dünkünden farksız.
Buna da “tutarlılık” adı veriliyor.
İyi, güzel, eyvallah… MHP tutarlı gidiyor! Tutarlı davranıyor da ne
diyor, ne istiyor? Her fırsatta Türkiye’nin bir numaralı meselesi
olarak gördüğünü ortaya koyduğu bu konuda kendisinin “çözüm” planı
ne?
Var mı?
Yok… Olmadığını da Devlet Bahçeli’nin kendisi bizzat söyledi. 2008
Yılı’nda Sheraton Otel’de düzenlediği yıllık basın toplantısında
“Var mı sizin bir çözümünüz?” sorusuna aynen şu cevabı
verdi:
-Bu konuda çözüm üretecekYER TBMM’dir. Çözümü başlatacak olan
yer de siyasi iktidardır.
Yetmedi, bitmedi, bir de çağrı yaptı:
-İktidar, anayasa değişikliği başta olmak üzere neler yapılması
gerekiyorsa teklifini sunmalı, diğer siyasi partiler de bu çözüme
katkı sağlayacak anlayışlarını ortaya koymalıdır.
Sonrası malum…
İktidar “çözüm” için adım attı. O gün bu gündür bir “ihanet”
söylemidir devam edip gidiyor…
Bu mu tutarlılık?
“Milliyetçilik” ve “Ülke sevdası” denildiğinde mangalda kül
bırakılmıyor, ama ülkenin en önemli sorunu hakkında ortada bir
görüş ve çözüm arayışı yok.
Oysa, ülke bütünlüğü en çok milliyetçilerin sorunu olmalı! Eğer
ortada ciddi bir sorun varsa, çözüm bulmak için en çok
milliyetçiler kafa yormalı!
Olmuyor işte, hamasi nutuklar sonuç vermiyor. Tam tersine sorunu
daha da büyütüyor. Ayrılıkları çok daha derinleştiriyor.
Eğer, her fırsatta dile getirilen “Kandil’i vurmak” ise çözüm; o da
çok denendi. Hatta