Karl Marks, “Tarih sınıflar mücadelesidir” diyordu. Marksistler de bu öğreti ile yıllarca kendilerini kandırdı. Oysa, tarih milletlerin mücadelesinden ibaretti. O mücadele bitmedi, bugün de bütün hızı ile devam ediyor…
Ayrıca…
Sınıf şuuru komünist yönetimlerdeki zorlamalar hariç, hiçbir dönemde millet şuurunun önüne geçemedi. Siz hiçbir zaman gördünüz mü, iki ayrı ülkeden iki ayrı kol emekçisinin karşılaşıp, “Vay işçi kardeşim” diye birbirlerine sarıldıklarını? Ya da farklı milletlerden iki sermayedarın sırf mesleklerinden dolayı birbirlerine sempatiyle baktıklarının kaç tane örneği vardır?
Olmaz, olamaz, olmadı da.
Buna karşılık hangi milletten olursa olsun, bir başka ülkenin topraklarında soydaşlarıyla karşılaşanlar, genellikle sarmaş dolaş bir görüntü verirler.
Bugün de dünya düzeni öyle değil mi?..
Her millet diğerine hükmetmenin yollarını arıyor. Güçlü olan başkasının üzerine basarak, daha müreffeh yaşamaya çalışıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, durup dururken ve boşuna “Dünya beşten büyüktür” diye bağırmıyor.
Güçlü olan ayakta kalıyor. Diğerlerinin hali ise ortada: Suriye ve Afganistan gibi ülkelere bakın, ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.
***
Bugün Rusya bir ekonomik kriz içinde…
Son dönemde Avrupa’nın uyguladığı ambargolar yüzünden, o ülkelerle yaptığı dış ticaret yaklaşık 200 milyar dolar azaldı. Avrupa ülkeleri, Moskova’yı çökertmek ve teslim almak istiyor.