İçinde yok, yok gibi… Bu koalisyonda dış aktörler, iç aktörler var. Siyasi partiler ve bazı sivil toplum örgütleri umutlarını koalisyona bağlamış durumdalar. Hatta silahlı terör örgütleri tarafından bile destekleniyor.
Normal şartlarda yüzde 10 seçim barajını geçme ihtimali sıfır
olan HDP’yi bütün güçleriyle ittiriyorlar. Türkiye’de “Bu hükümet
kalırsa işimiz zor” diyen kim varsa, HDP’nin arkasında.
Adeta, “Önce ortak düşmanlarımızın sırtını yere getirelim, sonra
kaldığımız yerden kavgaya devam ederiz” havasındalar.
“Bunları bir gönderelim, sonra bakarız” dışında herhangi bir hesap
içinde değiller. Kendileri bile ne yapacaklarını
bilmiyorlar…
Sadece kaosa oynuyorlar!
* * *
KCK ile Paralel kanlı bıçaklıydı. Doğu ve Güneydoğu’da bir
hakimiyet mücadelesi içindeydiler. PKK’nın şehir yapılanması,
başına ne gelse cemaati suçluyordu. Birbirlerini yerden yere
vuruyorlardı.
Dün STV’yi açtım, adeta HDP’nin yayın organı gibi olmuş. Zaman ve
Bugün gazetelerine baktım. Onların da farkı yok.
CHP’nin durumu da aynı. Daha Cemaat’i düne kadar Cumhuriyetin temel
kazanımları için en büyük tehlike olarak gören CHP, bugün
Pararel’in en büyük destekçisi oldu. Aralarına bir de HDP’yi
aldılar.
MHP ise daha önce yaptığı açıklamalarda “ihanet odağı” olarak
gördüğü her iki yapıya karşı sessiz. Hatta pek çok MHP’li isim, o
“ihanet odağı” dedikleri yapıya destek veren yayın organlarında boy
gösteriyor.
Kandil’deki Cemil Bayık’ı da unutmamak lazım. Kısa bir süre önce
“Düşman TC kuvvetleri” türünden açıklamalar yapan Bayık, işi gücü
bıraktı; Kandil’den HDP’ye oy toplamaya çalışıyor.
Üstelik bütün bunlar hepimizin gözleri önünde yaşanıyor. Hatta HDP
yöneticileri kameraların önünde DHKP-C gibi bir terör örgütüne
teşekkür ediyor.
Yetmez…
Bunlara bir de The Economist, Der Spiegel ve The Times gibi yayın
organları ile Alman Yeşiller gibi yapılardan destek
geliyor!