Son günlerde bir haller oldu bize. Siyasetçiler, gazetecilere soru sormayı öğretiyor! Ekrana çıkan siyasetçi, beğenmediği soruya cevap vermiyor. Üstüne “Böyle soru mu olur” diye saldırıya geçiyor. Gazeteciler birbirlerinin soru sorma özgürlüğüne müdahale ediyor. Gaf yapan, saçmalayan ya da farkında olmadan dilinin altındaki baklayı çıkaran; görüntüleri ortaya koyup, “İşte bunu söyledi” diyene “Montaj bunlar” diye saldırıyor. Vesaire, vesaire…
Yorum yapmak ise adeta “cesaret” işi! Sosyal medyada mevzilenen birtakım troller de beğenmedikleri yorumları küfür ve hakarete boğuyor.
Farkında mısınız, bilmiyorum; ancak CHP’nin İstanbul Adayı ile başladı bu garabet! Geçen gün televizyonda izledim, sorulara cevap vermek yerine savuşturmaya çalıştı. “Lan”, “yahu”, “mecbur muyum” türünden ifadeler havada uçtu.
Kimse de kalkıp, “Ne diyorsun sen, sorulara cevap vermeyeceksen niye çıktın buraya” demedi, diyemedi.
Sonra, PKK, FETÖ ve yabancı basındaki yor