Okudum, gözlerime inanamadım, o yüzden bir daha, bir daha okudum. Açıkçası tüylerim diken diken oldu, dehşete düştüm.
Gaf değil, ondan çok öte sözler bunlar. Bir anlayışı, bir dünya görüşünü ortaya koyuyor. Aynı zamanda 15 Temmuz gecesi sıvışan, ortadan kaybolan bir kişinin, bilinçaltındaki kendini aklama çabasını gösteriyor.
15 Temmuz gecesi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Binali Yıldırım’ı telefonla aramış. Görüşme sırasında, Başbakan’ın “Bizim gibi siz de partililerinizi sokağa çıkarın” çağrısına, aynen şu cevabı vermiş:
-Onların can güvenliklerini kim sağlayacak?
Evet, yanlış okumadınız. Kemal Kılıçdaroğlu aynen bu ifadeyi kullanmış. Darbeye karşı direnmesi istenen CHP’liler için “Onların güvenliklerini kim sağlayacak?” demiş!
Bence sözün bittiği yerdir burası!..
Demokrasi rafa kaldırılıp, ülke işgal edilmeye çalışılıyor. Koca bir millet esir alınmak isteniyor. Bu ülkenin Anamuhalefet Partisi Lideri, Başbakan’ı şoke eden böyle bir cevap veriyor.
Değersizliktir bu... Sevdasızlık ve ülküsüzlüktür. Demokrasiye, hürriyete ve kutsallara bir bakış açısıdır. Söylenemez bu!..
Tek kelimeyle vahim!
Kılıçdaroğlu’nun, işine geldiği zamanlarda “CHP, Mustafa Kemal Paşa’nın kurduğu partidir”dediğini biliyorsunuz.
Evet, doğrudur.
CHP’yi Atatürk kurdu ama başına Kemal Kılıçdaroğlu gelsin ve bu sözleri söylesin diye değil. Çünkü, Atatürk’ün de, silah arkadaşlarının da, bütün Milli Mücadele şehitlerinin de kemiklerini sızlatacak kadar vahim sözler bunlar.
İlk önce CHP’lilerin ayağa kalkması lazım.