Emin Pazarcı Akşam Gazetesi

Delinir bu anayasa

Şimdi, eğri oturup doğru konuşalım. Yıllardır bir tiyatro oynuyoruz. Aktörler değişiyor, ama oyun hep aynı. Kendimizi ve milleti kandırdığımıza mı bakalım, yoksa gereksiz tartışmalarla zaman...

11 Mayıs 2016 | 256 okunma

Şimdi, eğri oturup doğru konuşalım. Yıllardır bir tiyatro oynuyoruz. Aktörler değişiyor, ama oyun hep aynı. Kendimizi ve milleti kandırdığımıza mı bakalım, yoksa gereksiz tartışmalarla zaman kaybettiğimize mi yanalım? Kelimenin tam anlamıyla komik durumdayız vesselam.

Anayasa’dan bahsediyorum…
Bizim anayasamız, Türkiye gerçeklerine ve hayatın doğal akışına ters. Adeta delinmek ve tartışmalar doğurmak için yapılmış! Buna rağmen, yıllardır bir türlü değiştiremiyoruz.
Anayasa’nın 101. Maddesi’nin sonunda aynen şu ifade var:
“Cumhurbaşkanı seçilenin varsa partisiyle ilişiği kesilir.”
“İlişik” kelimesinin anlamı belli: İlgi, bağlılık, ilişki ve münasebet anlamına geliyor!
Peki mümkün mü bu? Olabilir mi? Olamayacağını bu güne kadarki bütün tecrübeler ortaya koydu. Demek ki, gerçekleşmesi mümkün olmayan bir düzenlemeyi Anayasa’ya koymakla sonuç alınamıyor. Yapılacak düzenlemelerin, gerçekçi ve hayatın doğal akışına uygun olması gerekiyor.
Bu neye benziyor, biliyor musunuz?..
Bir anne için belli bir göreve geldiğinde, “çocuğuyla ilişkisini keser” demeye! Olabilecek, hayata geçirilip, gerçekleştirilecek bir düzenleme değil.
Ama duruyor orada. Durduğu için de sürekli deliniyor. Üstüne bir de gereksiz tartışmalar ortaya çıkarıyor.
* * *
1924 Anayasası’nda yoktu böyle bir hüküm. Atatürk, hem devletin hem de partinin başındaydı. CHP’de istediği düzenlemeyi yapıyordu. Yeri geldi, İsmet İnönü’yü görevden bile aldı.
Sonra “Milli Şef” İsmet İnönü dönemi yaşandı. İnönü, Atatürk’ün vefatı ile 11 Kasım 1938’de Cumhurbaşkanlığı’na, 26 Aralık 1938’de de CHP’nin 1. Olağanüstü Kurultayı’nda “değişmez genel başkanlığa” seçildi.
Atatürk de İnönü de partili cumhurbaşkanları idi.
Celal Bayar’ın durumu da farksızdı. 1946’da Demokrat Parti’yi kurdu. 1950’de de Cumhurbaşkanı seçildi. Bayar’ın partisiyle ilişkisi devam etti.
Sonra iki anayasa değişikliği oldu. Türkiye 1982’den sonra anayasa tartışmaları ile yoluna devam ediyor. Tabii ki kan ve zaman kaybederek, düşe kalka!

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Tarihi savrulma 25 Mayıs 2023 | 652 Okunma Erdoğan kaybeder mi? 24 Mayıs 2023 | 1.080 Okunma Tükettiler cephaneyi 23 Mayıs 2023 | 660 Okunma Hâlâ mı aynı dil? 18 Mayıs 2023 | 679 Okunma Ne vereyim abime? 17 Mayıs 2023 | 861 Okunma