Belli ki Karakol Amiri, alabildiğine dolmuştu. Uzun uzun dert yandı. “Gerçekten çok zor durumdayız, biz neler çekiyoruz neler” dedi:
-Günde birkaç defa telefon ediyor. Bazı ihbarlarda ve uyarılarda bulunuyor. Bize sürekli olarak talimat veriyor. Şikâyet ettiği kişi eski bir İçişleri Bakanı’ydı. Siyaset dışı kalıp biraz da yaşlanınca, kendisini mahallenin asayişinden sorumlu görür olmuştu! Bize anlatılanlara bakılırsa, ettiği telefonlarla canından bezdirmişti bütün karakolu! Söz konusu kişi eski İçişleri Bakanı olunca “yahu yeter artık” da diyemiyorlar, vaziyeti idare etmeye çalışıyorlardı. Zaman zaman karşılaşıyoruz bu tür olaylarla. Siyaset dışı kalmak, eski debdebeli ve hareketli hayattan uzaklaşmak yaramıyor bazı isimlere. Allah kimseye vermesin; dengeleri bozuluyor, yalpalıyorlar, bazen de “zihni sinir projeleri” peşinde koşuyorlar…
Örnek mi istiyorsunuz? Var bir tane elimizde. Mesela Abdüllatif Şener.
Yıllar boyunca Milli Görüş Hareketi’nin içi