Yaşadığımız büyük felaketin üzerinden tam bir buçuk ay geçti. Atılacak çok adım, yapılması gereken çok iş var. Ancak, kamuoyunun dikkati ise seçime odaklandı.
Siyaset, felaketin önüne geçti.
Zaten depremin ilk gününden itibaren belli çevrelerin ajandasında felaket değil, siyaset ön plandaydı. Depremzedelerin yanında bir de 'depremzadeler' oluştu. Acıların üstüne basıp, beslenmeye, palazlanmaya çalıştılar. Felaketten siyasi rant devşirmek için çırpınıp durdular. Hâlâ da milletçe hepimizi sarsan o büyük felaketin üzerinde tepinip duruyorlar...
Acı arıyorlar, yara kaşıyorlar. Adeta pusuya yatmış, depremzede avlıyorlar. Yüreği yanan bir insan yakaladıklarında da iliğine, kemiğine kadar sömürüyorlar.
***Son üç hafta sonunu deprem bölgesinde geçirdim. İlkinde Anadolu Yayıncılar Derneği ile birlikte, Malatya'da binası kullanılamaz hale gelen Vuslat TV'ye konteyner götürdük. Son iki ziyareti de Cumhurbaşkanlığı İletiş