Yıllar, yıllar önceydi. Dehşete düşmüştüm o gün. Açtığım zarftan kargacık burgacık, özensizce yazılmış bir metin çıkmıştı. Baştan aşağı imha hataları ile doluydu. Altında kimliği yazan kişinin yaptığı görev inanılır gibi değildi:
“Türkçe öğretmeni…”
Aradan yıllar geçti. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde bir
süre ders verdim. Gazetecilik mesleğini seçen gençlerin yazdıkları
metinler önüme geldi. Onların bazıları da dehşet vericiydi. Yapılan
Türkçe ve imla hataları, inanılır ve anlatılır gibi
değildi.
Düşünüldüğünde, ortada şaşırtıcı bir durumda da yoktu aslında. Bana
mektup yazan Türkçe öğretmeni ve benzerleri yetiştirmişti bu
gençleri! Mesleğini hakkıyla yapan öğretmenlerimizi tenzih ederim
ama piyasada “öğretmen” sıfatlı bu tür insanlar o kadar çok ki!
Bunların en son örneği de bir siyasi partinin tepesindeki kişinin
eşi. Okumuşsunuzdur hakkında çıkan haberleri. “Öğretmen”, ama okula
gittiği günler sayılı.
Maalesef ülke olarak çok ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. İşte,
Cumhurbaşkanı Erdoğan da öğretmen atama töreninde bu soruna dikkat
çekti. Öğretmen adaylarına uyarıda bulunma ihtiyacı
hissetti:
-Maaş edindim diye yola çıkıyorsanız, yanlış yoldasınız. Siz,
kendinizi bu yola adayacaksınız.
Ve ekledi: