Sadece son günlerin değil, yılların problemi bu: İnsanların değerlerini istismar eden, toplumun sinir uçlarını uyaran, milleti birbirine karşı kışkırtan, düşmanlıkları körükleyip, kafaları karıştıran iki hassas konuyla karşı karşıyayız:
1) Kendilerini “din alimi” olarak adlandıranların İslam adına verdiklerini ileri sürdükleri garip ve rahatsız edici fetvalar.
2) Yetkisiz ve aynı zamanda da etkisiz bazı çevreler tarafından ülkeyi yönetenler adına yapılan açıklamalar.
Gün oluyor, “ilahiyatçı” kimliği ile ortaya çıkan bir kişi, “kadın dövmenin faziletlerinden” söz ediyor; kadınların kocalarından dayak yedikleri için “şükretmeleri gerektiğini” söyleyebiliyor. Hem de bunu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü arifesinde dillendiriyor.
Gün geliyor, bir başkası küçük yaşta kızların evlendirilmesine methiyeler düzüyor.
Zaman zaman da “kadın sesinin haram olduğunu” ya da