Yıllardır adeta paralıyoruz kendimizi. Yazıyoruz, çiziyoruz, söylüyoruz, anlatıyoruz. Buna rağmen, Kemal Kılıçdaroğlu'nun TBMM'de HDP Eş Başkanlarını ziyaretinin ardından yine aynı soru soruldu:
-Ne görüştüler, neyin pazarlığını yaptılar?
Oysa, orada da söylediler. Satır aralarında gereken mesajları verdiler. HDP'liler, görüşme yeri olarak özellikle Meclis'in seçildiğini belirttiler. 'Kürt sorunu TBMM'de çözülür' dediler. Kemal Kılıçdaroğlu da onayladı.
Herkesin olduğu gibi Kürt vatandaşlarımızın da sorunları olabilir bu ülkede. Ama 'Kürt sorunu' denildiğinde başka bir mesaj veriliyor topluma. Selahattin Demirtaş başta olmak üzere, pek çoğu bunu defalarca söylediler. 'Biz, Kürt sorunu derken, kültürel ya da sosyal haklardan bahsetmiyoruz. Statü istiyoruz' dediler.
Nedir statü?
Konumdur, durumdur, pozisyondur, ayrılıktır. Kimi bunu toprak talebi, kimi özerk bir yapı, kimisi bayrak, kimi de daha farklı şekillerde değerlendiriyor.