Evet, soru bu kadar basit ve net. Gelişmeleri Türkiye’de ve özellikle de Güneydoğu’daki şehirlerde yaşayan vatandaşın vereceği cevap ve ortaya koyacağı tavır belirleyecek:
-Huzur mu, yoksa kargaşa, kan ve gözyaşı mı?
Cevap ise, büyük ölçüde ortaya çıkmış durumda. Geniş kitleler
Türkiye’nin Suriyelileşmesini istemiyor.
Eğer, son kamuoyu araştırmalarında HDP’nin ciddi bir erime süreci
içine girdiği görülüyorsa… Eğer, Sur ve Cizre gibi bölgelerde
HDP’li milletvekillerine sert tepkiler yöneltilmeye başlanmışsa…
Eğer, halk PKK’ya sırtını dönüp, zulmünden kaçıyorsa… Eğer,
Demirtaş’ın sokak çağrısına kulak asan olmuyorsa… Eğer, terör
örgütü bazı şehirleri “hain” ilan etmeye başlamışsa…
İyi bir damar ortaya çıkmış demektir!
Yeter mi, tabi ki yetmez. Gelinen noktada çok dikkatli hareket
edilmesi, o damarın kaybedilmemesi ve iyi işlenmesi
gerekiyor.
* * *
Başbakan Ahmet Davutoğlu, terörle mücadeleye yönelik eylem planını
açıkladı…
Konuşmasının bütününe bakıldığında, bölgeye yönelik olarak
vatandaşlara verdiği mesaj şuydu:
-Sizi terörün zulmünden, istismarın elinden kurtaracağız.
Nasıl yapılacak bu?
Öncelikle teröristin elinden silahı alıp, onu etkisiz hale getirmek
lazım. Uzunca bir süredir yapılan da bu. Üstelik, bu defa ciddi bir
kararlılık göze çarpıyor. Herkes bunun farkında. Temizlik devam
ediyor ve bu yönde ciddi bir mesafe de alınmış durumda.
Peş peşe verilen şehitler, bu kararlılığın en büyük
göstergesi.
Şehitlerimiz, bir başka önemli noktayı daha ortaya koyuyor. Türkiye
bu mücadeleyi yürütürken, hukuk içinde kalmaya da azami dikkat
gösteriyor. Aksi halde vurup geçilmiş, operasyon şimdiye kadar
çoktan bitmişti.
Demek ki…
Bu noktada bir sıkıntı yok. Sonuç alınacağı görülüyor. Bu
kararlılık, terörü belli bir noktaya getirecek.
Asıl daha sonrası önemli. Başbakan’ın açıkladığı eylem planı da
zaten büyük ölçüde ona yönelik.